Kaslı ve kuvvetli savunmacılar tercih ediyor. Fiziksel oyunda geri düşmüyor. 60-70 topla değil 3-4 hızlı pasla gole gidebiliyor. Kulübesi daha kuvvetli… Sir Alex Ferguson, Barcelona’ya ters gelebilecek oyun anlayışıyla 2009’un rövanşını almaya kararlı
Futbolda 3 ana durum var diyor Hamdi Tüzün Hoca: Topun sizde olduğu an, topun rakipte olduğu an ve topun hiç kimsede olmadığı an… Eğer Tüzün Hoca bugün Barcelona’ya karşı oynuyor olsaydı herhalde en fazla “topun hiç kimsede olmadığı an”a konsantre olurdu. Sanırım Ferguson da öyle yapacak. Çünkü Barcelona rakip ayırt etmeksizin maçın yüzde 65-70’lik bölümünde topa sahip oluyor. Top sizdeyken de savunma anlayışı hiç fena değil, çünkü Xavi-Iniesta-Busquets orta sahası doğru sezgileriyle (yere düşmeden, formalarını kirletmeden) bir sürü pas arası yapabiliyorlar. Ama Barcelona’nın belki de en zayıf olduğu halka, hazırlıksız yakalandığı anlar.
Mestalla’da, Real Madrid bolca bu serseri topları toplamış ve ilk yarıda 3 net gol pozisyonu üretmeyi başarmıştı. Mourinho’nun telefonla taktik konuştuğu Ferguson’un da muhtemelen hedefi bu olacak. Final yolunda yaptığı asistlerle bu sene Ş.Ligi’nin en iyi performanslarından birini sergileyen Giggs, yine üstün zekâsı ve çabuk düşünme yeteneğiyle Chicarito’yu gol noktalarında yakalamaya çalışacak.
Guardiola’nın tabii ki en fazla güvendiği konu, aynen 2009’da olduğu gibi rakibi kısa paslarla yorma düşüncesi… 2010’un 8 Dünya şampiyonu oyuncusu bu gece ilk 11’de sahaya çıkacaklar ve hâlâ başarıya açlar. Bunun sırrı da herhalde hocada olmalı: Her iki teknik adamla da çalışan savunma oyuncusu Pique, Ferguson ve Guardiola’yı “iki doğuştan motivasyon ustası” diye tanımlamış. Eğer 30 yıllık tecrübesiyle Ferguson’u 3 yıllık Guardiola’dan ayırmıyorsa o zaman Pep’in motivasyon yeteneğine de saygı duymak gerek.
2009 finali
Bu finali tabii ki 2009’daki ilk maçın ruh hali etkileyecektir; Barcelonalılar’ın daha güvenli, Manchesterlılar’ın da daha fazla rövanş duygusuna sahip olmaları doğal karşılanabilir. O gün Ferguson’un, Manchester’ı sahaya favori olarak çıkmış, ilk 15 dakikada yakaladıkları pozisyonlarla kazanabilecekleri hissini de vermiş ama sonraki 75 dakika neredeyse top görememişlerdi!
Manchester’da hâlâ o gece son derece etkisiz olan ve Barça’nın pas trafiğini bozamayan Carrick’ten büyük beklenti var. Bu gece onun hayatının maçı olabilir. 2009’daki final gününün bir başka hayal kırıklığı da Rio Ferdinand’dı. Messi’nin hayatında attığı en kolay kafa gollerinden
birinin Şampiyonlar Ligi finalinde olması muhtemelen hâlâ Rio’yu rüyalarında rahatsız ediyor…
Alex Ferguson’un en fazla güvendiği konuysa, maçın ilk saatinin, ilk 75’inin ya da normal süresinin dengede geçme ihtimali… Çünkü bu durumlarda Guardiola’nın kozları genelde Afellay, Maxwell, Keita gibi skoru değiştirme ihtimali zayıf olan oyuncular olurken, Ferguson’un kulübesi kuvvetli: Schalke’ye iki gol atan Anderson ya da Premier Lig gol kralı Berbatov’un maça etkisinin Afellay’den fazla olacağı kesin…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS