Türk takımları, Avrupa kupalarında son 7 sezonda sadece bir kez çeyrek final gördüler. Milli Takım son 10 yılda 5 büyük turnuvanın dördünü kaçırdı, birine gidebildi. Yani ülke futbolumuz durağan değil, dikey bir düşüşte…
Bu arada Süper Lig’in tadı zaten yok. İki yıldır küme düşen 3 takım 30 puanın altında kalıyor, üst grup da erken koptuğu için orta sıralardaki hedefsizlerin sayısı son derece fazlalaşıyor. O zaman da ortaya onlarca gazozuna maç ve (maalesef) şike iddiaları çıkıyor. Aslında şu anda Türk futbolunun yakasına yapışmış şike belasının temelinde ligin erken kopması ve hedefsiz takımların gazozuna maçlar oynaması gerçeği yatıyor.
Bu sütunda dilim döndüğünce sayıklıyordum; bir Avrupa Ligi bileti play-offla verilse, küme düşen son takım play-outla belirlense lig yedinciliği ile on üçüncülüğünün bir anlamı olacak. O zaman da son haftalarda hiç kimse sahaya gazozuna çıkamayacak diye…
TFF düşündüğümden farklı bir play-off düzeni benimsedi. İşin içine şampiyonluk kupasını kattı; play-outa gerek görmedi. Ama uygulamanın ileriki sezonlarda ideale yaklaşacağını düşünerek bunu da kabullenmeye çalıştık.
Balkan pazarı
Yalnız son günlerdeki Balkan Ligi rüzgârı daha büyük bir mesele. Bize bir yıl sonra play-offu da unutturabilecek kadar güzel ve heyecan verici.
19 Eylül 2006’da bu sütunda (İskandinav Royal Lig’den esinlenerek) bir Balkan Ligi önerisi yapmıştım. Uzun zamandır Avrupa’da baharı göremeyen Yunanlılar, Bulgarlar, Rumenler ve biz kendi aramızda mini bir Şampiyonlar Ligi demonstrasyonu oluşturursak hem liglerimizde yedinciliğin/sekizinciliğin bir hükmü olur; hem de uluslararası maç tecrübemizi artırırız diye… Önce bu liglerin 5-6-7’ncileri turnuvaya katılır, sonra ŞL ve AL’den elenenler teselli olarak Balkan Ligi’nden devam ederler. Hem kimse çarşamba maçı kondisyonunu kaybetmemiş olur. Hem de bu sayede bedavadan Yunan-Rumen-Sırp liglerini de izler; belki Vidiç’leri, Mutu’ları, Karagounis’leri de önce biz keşfederiz. Söz konusu liglerin en prestijlisi olan Süper Lig için de yeni ve bakir bir pazar bu…
Takvim paralel olmalı
Üstelik Balkan Ligi hayata geçerse, yerel liglerdeki hedefli takım sayısını artırma misyonunu üstleneceği için Türkiye’de play-off uygulamasına da gerek kalmayacak. Bence hâlâ play-out’a lüzum var (İki takım direkt küme düşerken, üstündeki 4 ekip ligde kalmak için play-out oynarlarsa 12’nciliğin de bir anlamı olacak). Ama play-off’un ömrü sadece bir sene olur bu durumda.
Dilerim Balkan Ligi hayata geçer. Dilerim formatı küçük Şampiyonlar Ligi gibi olur. Takvimini de Şampiyonlar Ligi’yle paralel belirlemek en akıllıcası (Sadece maç saatleri 21:45 değil 19:45 olur mesela)… Eğer takvim UEFA organizasyonlarıyla paralel olursa, Devler Ligi’nden grup aşamasında elenen bir takım, Balkan Ligi’ne son 16 turundan dahil olur ve sistem hiç aksamadan sürdürülür basitçe…
Türkiye bu işte öncü olmalı. Çünkü o pazarlardaki en iyi oyuncuların hedefi Süper Lig olacak böylece. Balkan Ligi’nde de sonsuza kadar kalmak zorunda değiliz; bir süre sonra Avrupa’ya 6-7 takım gönderecek kadar gelişirsek ne âlâ! O zaman kimsenin aklına ne play-off ne de Balkan Ligi gelecektir zaten!
*********************************************************
Uğur Meleke resmi facebook sayfası: facebook.com/ugurmeleke
Uğur Meleke resmi twitter sayfası: twitter.com/ugurmeleke
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS