2002-03 sezonunda Stuttgart 19 yaş altı takımından transfer edildi, 5 sezonda üstüne Kingston, Fevzi ve Orkun getirilmiş olmasına rağmen konsantrasyonunu hiç yitirmedi…
Mondragon’un yerine oynadığı anlarda da çok iyi sinyaller vermiş olmasına rağmen, Orkun transferiyle tekrar ikinci kaleci durumuna düştü, küsmedi… Kendini hep hazır tutmasının karşılığını, Beşiktaş maçıyla birlikte devraldığı kaleyi bırakmayarak aldı. Galatasaray’ın esas sıçramayı yaptığı ve 22 puan topladığı son 8 maçta sadece 1 gol yedi, üstelik o golde, yani Hasan Yiğit’in bomboş vuruşunda da bireysel hatası yok…
O maçta Hamidou’nun yediği şanssız gol üstüne söylediği sözler de, sezonun en güzel karelerindendi.
Hem yaşından büyük bir olgunluğa, hem de yaşının gerektirdiği enerjiye sahip… Çılgınlar gibi bağırmadan da savunmasıyla sağlıklı iletişim kurabiliyor, büyük maç atmosferiyle başka bir insana dönüşmüyor…
Kalenin Hamit Altontop’u gibi, olgun, vâkur, akıllı, hem de iyi bir oyun kurucu… Galatasaray’ın bu sezon kendine ve Türk futboluna yapacağı en büyük kötülük, Aykut’un üstüne kaleci transfer etmek olur…
Hatta, Volkan’ın sakatlık problemi yaşadığı, Rüştü’nün travmatik bir sezon geçirdiği bu günlerde, Aykut’un İsviçre’de de olması gerek…
http://www.milliyet.com.tr/Default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=522004
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS