Bir ülkenin enternasyonel mücadeleye devam eden tek temsilcisi, yüzüncü yılında tarihi bir 14 Şubat’a 50 bin gülle başlayıp, gece 6 yaralı ile bitiyorsa, ya âşık ya da mâşuk, aşkına sahip çıkamıyor demektir
UEFA’nın yeni başkanı Platini, gündeminin ilk sırasına koydu tribün olaylarını… Catania-Palermo maçının 1 ölü, 58 milyon yaralı ile bitmesinin ardından 3-4 gün önce acil önlem planlarını paylaştı medyayla ve hakemlerin gerekirse müsabakayı durdurması gerektiğini söyledi.
Zaten Feyenoord’un UEFA Kupası’ndan ihracı da zihinlerimizde çok taze… Feyenoord-Nancy müsabakası taraftarın taşkınlıklarıyla duraksayınca, UEFA tribün hadiselerine karşı ne kadar hassas ve kararlı olduğunu gösterdi ve biletini kesti Hollanda ekibinin. Türk takımlarının da Avrupa’daki sicili ortada… Üstelik de rakibiniz bu konuda canı yanmış Hollandalılar! Bu olayların ardından belki Fenerbahçe ceza almayabilir, ama Feyenoord’dan sonra Avrupa kupalarından ilk ihraç edilecek takımın bir Türk olma ihtimali azdır diyebilir miyiz? Durum böyleyken, Sevgililer Günü’nde Şükrü Saracoğlu’nda yaşanan hadiseler “birkaç kendini bilmez” klişesiyle geçiştirilebilir mi?
Ortada bir aşk olduğu muhakkak, ama ya âşık, “severken öldürüyor Fenerbahçe’yi” ya da mâşuk, kendini korumayı beceremiyor… Bir tarafta basın tribününe metal kalemle girmekte sıkıntı çeken spor yazarları, diğer tarafta bıçaklı tribün kavgası… Olacak iş değil…
http://www.milliyet.com.tr/2007/02/16/spor/ymeleke.html
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS