Kadıköy’de maça çıkmadan sadece 69 saat önce Paris’te, UEFA Kupası’na veda etti Kayserispor… Toledo, Aydın, Koray ve Purovic gibi önemli eksikleri olduğu için o meşhur “rotasyon”un içine girme şansları da yoktu, ilk 11’de aynı 9 oyuncuyu kullandı Tolunay hoca… Üstelik Beşiktaş gibi “cumartesi-perşembe-pazartesi” değil, “pazar-perşembe-pazar” oynuyorlardı, söz konusu 9 oyuncunun tamamı 8 günde üçüncü maçtalardı, buna rağmen enerjileri bir kademe eksilmemişti bile.
Özellikle ideal savunma dörtlüsünün üçünden yoksun geldiği Kadıköy’de 22 yaş ortalamalı yeni dörtlünün performansı da, Kayseri’de 4 sezondur çözülemeyen alternatifli defans kurgusunun sağlandığının işaretiydi. Sezon başından beri 9 resmi maçta yalnızca 5 gol yemeleri de son derece saygıdeğer…
Bu denli zor pozisyon veren bir Kayseri’ye karşı Fenerbahçe’nin, “birbirlerine pas vermesini yasaklasanız fonksiyonsuz kalacak Selçuk-Maldonado ikilisi” ile topu önde dolaştırması, varyasyonlar üretmesi pek mümkün gözükmüyordu. İlk kez 90 dakikayı bir arada tamamlamayı 45’te garantileyen Kazım-Uğur kanat akınları yapmaya çalıştılar, ama genç Bilal de, Koray’ın yokluğunda her geçen gün futbolu büyüyen Durmuş da çok iyi savundular çizgilerini.
Belki maçın Fenerbahçe açısından tek olumlu notu, Deniz’in 46 dakika forma giymesi idi. Önceki gece La Liga’da Senna ile Aurelio’yu karşılıklı izledikten sonra Selçuk-Maldonado’yla aralarındaki farkı bir kez daha gözlemlemiştik doğrusu. Keşke Deniz, UEFA listesinde de olsaydı ve Arsenal karşısında Türk futboluna katkı yapabilseydi.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS