Bu ülkede yaşı 35’in altında olan sporseverin (yani nüfusun üçte ikisinin) bir Anadolu takımının şampiyon olduğunu canlı olarak görememesinden mütevellit, kamuoyunda Türkiye’den yeni bir şampiyon çıkacağına dair inanç son derece azaldı. Bunu anlayabiliyorum. Ama Lig TV’de bir spor programında izlediklerim hayret verici.
Stüdyoda bir yerli teknik direktörümüz, telefonda da iki meslektaşı… Üçü toplamda yaklaşık 189 Anadolu takımı çalıştıran üç “kurt” teknik adamın ortak vardıkları kanı özet olarak şu: “Ligde 3-4 tane 100 milyon dolarlık takım var, 10-12 tane de 20 milyonluk takım. Bu şartlarda bizim için hedef ilk 10, işler iyi giderse belki birkaç basamak yukarısı da olabilir”…
Korkarım ki ülke futbolunun gelişmesini frenleyebilecek düşünce biçimi, tam da bu… İsyanın bittiği nokta, inancın bittiği nokta… Belki de 2004’ten sonra ligde ilk dört sıranın bir türlü bozulmamasının, 14 küçüklerden birinin 51 puan barajını aşamamasının ve bundan sonra da bir süre aşamayacak olmasının nedeni de bu.
20 milyon az para mı?
Öncelikle evet, 20 milyonluk bir takımın 100 milyonluk bir takımla baş etmesi tabii ki kolay değil… Ama şunun da altını çizmeliyiz ki, 20 milyon dolar az bir para da değil…
Geçtiğimiz sezon UEFA’da çeyrek final oynayan AZ Alkmaar’ın, Belçika ikincisi Genk’in ve İsviçre şampiyonu Zürih’in de toplam oyuncu değerleri 15 ile 30 milyon dolar arasında değişiyordu. Hatta, UEFA ülkeler sıralamasında Almanya’yı sollayarak beşinci sıraya tırmanan ve seneye Avrupa’da 7 takımla boy gösterecek Romanya Ligi’nde hiçbir takımın bütçesi 15 milyonun üstünde değil… Yani bir Anadolu takımının büyüklerle baş edememesi ile ilgili bütçeyi gerekçe gösterebilmesi için önce o 20 milyonluk kaynağını kusursuz kullanmış olması gerekir .
İkincisi ve daha önemli olanı da şu… Türkiye Ligi gibi hiçbir kulübün uzun (hatta orta) vadeli plana sahip olmadığı bir ligde sıralamanın tek kıstası da bütçe olamaz… Senin “üç büyükler” diye gözünde büyüttüğün rakiplerinin başında 1 yıldan daha tecrübeli bir hoca yok! Son 7 yılda üç büyük takımda toplam 16 defa hoca değişmiş.
Peki, aynı dönemde bir Anadolu takımı, 3 büyüklerin bu son derece istikrarsız yapısından faydalanıp, kendi hocasıyla 5 yıllık sözleşme mi yapmış? Hayır… Süper Lig’de şu anda aynı takımla iki sezonu tamamlamış hoca yok!
Geçtiğimiz sezon ligin en iyi iki projesine sahip iki takımın başındaki iki hocanın akıbeti: Ertuğrul Sağlam, başarılı olduğu için ayrılıyor, Yılmaz Vural başarısız olduğu için! Demek ki, bir Anadolu takımının büyüklerle baş edememesi ile ilgili hoca kalitesini gerekçe gösterebilmesi için, önce kendi teknik adamıyla 4-5 yıl istikrarlı çalışmayı denemiş olması lazım…
16 milyon bütçeli FC Zürih, sadece bu sezon başında 4 büyük lige 4 oyuncu ihraç etmiş! Belçika 2.lig takımı Beveren, kurduğu kaleci okulundan milli takımına Pfaff dahil 5 kaleci kazandırmış. Lucescu, üç sezonda Ukrayna gibi zor bir kaynaktan Avrupa’ya her biri 10 milyon eurodan fazla transfer getirisi olan 5 oyuncu üretmiş: Elano, Matuzalem, Marica, Aghahowa ve Tymoschuk…
Yeter ki plan yapılsın
Belçika kulüpleri Fildişi Sahili’ne futbol okulları kurmuş, Portekizliler Brezilya kumlarına karargâh… 20 milyon dolarlık Cottbus iki Rumenle, Nürnberg üç-beş Slovak ve Avustralyalı oyuncularla Almanya Ligi’nde iş yaptılar. Daha bizim ligimizden bir takımın Azerbaycan veya Kazakistan’da bile ciddi bir çalışma yaptığını duymadım… Yani, büyüklerle baş edememeniz ile ilgili yabancı oyuncu kalitesini gerekçe gösterebilmeniz için, önce sürüden ayrılmanız, bir proje ve kaynak üretmiş, bir plan dahilinde çalışmış olmanız lazım…
Evet, Anadolu’dan şampiyon çıkar… Yeter ki bir kulüp, bir gün masaya otursun ve 5-10 yıllık bir plan yapsın. Bir araştırma-geliştirme departmanı kursun, yönetimine hep zengin değil de, birkaç tane de uzman alsın. 3 büyüklerin bu kadar gündelik planlarla ve el yordamıyla işlediği bir ligde, hâlâ bir beşinci şampiyon çıkmıyorsa, 14 küçükler hatayı kendilerinde arayacak, başka yerlerde
değil…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS