Altıncı faktör

Juventus zaferi sonrası geçen iki ayda 14 resmi maçta 14 farklı savunmacıyla 14 farklı defans hattı yapmıştı Mancini… On beşinci maçta on beşinci farklı savunmayla nihayet doğruya çok yaklaşmış gözüküyor: Tokat-Eskişehir ve iki Antalya’dan sonra üst üste beşinci müsabakaya dörtlü defansla çıkarak en azından formasyon istikrarı sağladı. Sadece Antalya önünde iki Gökçek’e karşı zor duruma düşen sağ savunma ikilisini (Sabri-Burdisso’yu) çıkardı, Veysel-Hakan’ı soktu; onun dışında 11’ini ve dizilişini korudu. Telles ve Semih gibi Veysel de yüz ağartınca işler rayına oturdu; ileri beşli tedirgin oynamadı, galibiyet geldi… Galatasaray nihayet ideal savunma dörtlüsünün üçünü bulmuş gözüküyor; üstelik üçünün de 25 yaş altı olduğu düşünülürse uzun yıllar bir arada sarı-kırmızılılara hizmet edebilirler gibi.

Beşiktaş, hem yeni kurulan hem de genç bir takım. Zorlu TT Arena deplasmanından çıkabilmeleri için hemen herşeyi doğru yapmaları gerekiyordu. Dolayısıyla bu takımın Dany’nin yaptığı bir büyük yanlışa böyle bir maçta kredisi yok. Devre arasında Beşiktaş’ın âkil adamı Özen, Dany transferinin doğruluğunu ispat etmek için beş faktör saymıştı (Sezon sonu kontratı uzatılmayabilirmiş, İstanbul’da yaşıyormuş, evini değiştirmeyecekmiş, Beşiktaş’ta oynamak istiyormuş, ucuzmuş vs.)… Dün Dany, Önder Özen’e maalesef altıncı faktörü (belki de en önemlisini) hatırlattı: Büyük takım oyuncusu olmadığını… Bir büyük takım stoperi soğukkanlılığına ve hassasiyetine sahip olmadığını. Galatasaray’ın da zaten bu yüzden onu gönderdiğini…

Gerçek tektir ve eşsizdir
Ezeli rekabette 334 derbi oynanmış, 334 bin tane daha oynanır; birini bir takım, diğerini diğeri kazanır… Ama dün gece Semih’in kazandığını, kazandırdığını çok az adam kazanabilir. “Gerçek tektir ve eşsizdir” dedi Semih, tüm kamuoyuna. Üç puandan daha değerli şeyler vardır, dürüstlük gibi, onur gibi, namus gibi. Eve götüreceğin ekmeğin şüphesiz olması gibi. Semih dün bunu hatırlattı hepimize. 22 yaşındaki bir koca adam, memleketin tümüne, dinliye dinsize, zengine fakire, hepimize bir ders verdi. Büyük bir ders. Bravo genç adam. Senin bu futboldan kazandığın para ananın ak sütü gibi helaldir; darısı diğer sporcuların, gazetecilerin, siyasetçilerin, hepimizin başına.