Dünyanın en iyi futbolcusu nihayet seçildi ve 2008’den beri bu anın hayalini kuran Ronaldo, ödülünü gözyaşları içinde aldı. Messi, bir yıla 60 maç, 69 gol ve 17 asist sığdıran Portekizli’nin bu ödülü hak ettiği yönünde görüş belirtirken; başta Sammer, Ribery ve Wenger olmak üzere pek çok spor adamının da seçime itirazları vardı.
İktisatçı Wenger, bu ödülün temelden yanlış olduğunu düşünenlerden. Bütün maçların sonucunu takımların aldığı bir oyunda bireyleri Hollywoodvari törenlerle ödüllendirmek, Fransız filozofa göre bencilliği tetikliyor. Sahi, bu yıl 51’i Real Madrid, 9’u Portekiz’le 60 maça çıkmış Ronaldo yeteneğinde bir kenar oyuncusunun attığı golün yalnızca dörtte biri kadar (17 adet) asistte kalması tartışmaya değer değil mi?
Bayern Münih sportif direktörü Sammer’se yılı 5 kupayla bitiren yıldızları Ribery’nin hakkının yendiğini düşünüyor: Bir oyuncu aynı yıl içinde Bundesliga, Almanya Kupası, Şampiyonlar Ligi, Avrupa Süper Kupası ve Kıtalararası Kupayı kazanıyorsa ödül onun olmalıydı diyor Sammer… 2003 Şampiyonlar Ligi şampiyonu Gattuso da 10 yıl önce benzer bir düşünceyi dile getirmişti: “Eğer bu ödüller yeteneğe göre veriliyorsa, tamam, Zidane gerçekten de yeryüzünün en yetenekli futbolcusu. Ama kriter buysa, Maradona’nın evinde bu ödülden 15 tane filan olmalı! Eğer kriter performanssa, bu yılın en iyisi Şampiyonlar Ligi şampiyonu bir Milanlı (mesela Gattuso) olmalıydı…” Gerçekten de Fifa Altın Top sıralamasında ilk iki oyuncunun Devler Ligi yarı finallerinde Bayern ve Dortmund’a karşı dağılmalarına rağmen kürsüye Ribery, Neuer, Lahm veya Lewandowski’nin çıkamamış olması da tartışılmaya değer başka bir konu…
Bir ödül, iki ödülü yuttu!
Ronaldo’nun sevincinden nereye koyacağını şaşırıp Salı günkü idmana da götürdüğü bu heykelcik, daha önce “FIFA yılın futbolcusu”, “Ballon D’or (Altın Top)” ve Fifpro (Uluslararası Profesyonel Futbolcu Birlikleri Ödülü” olarak ayrı ayrı verilen 3 ödülün 2009’da birleşmesiyle meydana geldi. Geçmişte milli takım kaptanları ve hocaları FIFA ödülünün, France Football Dergisi’nin seçtiği gazeteciler de Altın Top’un kime gideceğini tayin ediyorlardı; şimdi hocalar, kaptanlar ve gazetecilere sorularak ortak heykelciğin sahibi belirleniyor.
Son yarım yüzyılda her zaman Avrupa’nın en prestijli futbol ödüllerinin başında gelen Altın Top, dünyaya yeterince açık olmadığı için eleştiriliyordu zaten. 1991’e kadar yalnızca Avrupa’da oynayan Avrupalılara verilen Altın Top, 1995’te diğer kıta sporcularına, 2007’de de tüm liglere açılarak kritiklere göğüs germeye çalıştı. Diğer prestijli heykelciklerden FIFPro Profesyonel Futbolcu Birlikleri Ödülü, 40 bin sporcunun oyuyla belirlendiği için olumlu, bu sporcular yalnızca 42 ülke federasyonuna mensup olduğu için olumsuz puan alıyordu.
Tüm bu ödüller içinde tabii ki en prestijlisi, yeryüzünün tümünü (en azından kağıt üstünde) kapsadığı için “FIFA Altın Top Ödülü” oldu. Ama onların da geçmişten taşıdıkları önemli problemler halen çözülmüş değil. FIFA yılın futbolcusu ödülüyle ilgili önceki yıllardaki büyük eleştirilerden biri, heykelin hep İspanya/İtalya liglerine gitmesi ve Güney Amerika’nın görmezden gelinmesiydi. Bu sene de 23 kişilik ilk listede Avrupa dışında oynayan hiçbir oyuncu yoktu, iki Avrupa kupasında da final göremeyen La Liga’nın temsil sayısı 8’di ve malumunuz ilk iki de İspanya Ligi oyuncuları oldu.
FIFA ödülünün (Altın Top olmadan önce de, Altın Top olduktan sonra da) üstünde taşıyacağı en büyük yükse şüphesiz “yetenek/performans kıstası meselesi” olacak. 2003’te ödülü Zidane kazandığında Gattuso’nun gösterdiği tepki, 2010’da Şampiyonlar Ligi şampiyonu ve Dünya Kupası finalisti Sneijder tarafından da seslendirilmişti. Bugün de benzer bir isyan Ribery’nin dilinde…
Hak eden Neuer’di
Aslında tüm bu tartışmalar bizim için de bir pusula anlamı taşıyor. Zira 21 Ocak’ta Milliyet, Türkiye’nin en prestijli spor ödülleri töreninin 60’ıncısını yapacak. Ve aldığımız duyumlar o gün Swissotel’de verilecek enternasyonel ödülü de Ronaldo’nun kaldıracağı yönünde.
Ronaldo’nun insan üstü performansına saygı duymakla birlikte… Sahi, Devler Ligi eleme turlarında yalnızca 2 gol yemiş Neuer’in veya beklikten sonra ön liberoluğun kitabını yazan kupa koleksiyoncusu Lahm’ın günahı ne? Forvet olmamaları mı? Devler Ligi yarı finalinde tek bir maçta Real Madrid’e 4 gol birden atan, sezonu tüm cephelerde 36 sayıyla tamamlayan Lewandowski’nin en iyi 11’e girmesi için daha ne yapması gerek? Doğrusu ben, bu yılki altın top ödülünü en çok Neuer’in hak ettiğini düşünüyorum. Ronaldo ve Lahm da podyumun diğer misafirleri olmalılardı bence. Sizin de Altın Top üçlüleri tercihinizi meleke.com’a bekliyorum… Mutlu haftalar…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS