AZ Alkmaar, bu yıl UEFA’da ne sonuç alırsa alsın, orta ve uzun vadede birtakım planlara sahip bir proje takımı. Bu takımın rol modeli de sanki Wenger’in Arsenaliymiş gibi geliyor bana…
Van Gaal, kadrosundaki 87’li Dembele, 84’lü Jenner, 83’lü Luirink ve 86’lı Ryan Donk gibi -belki olağanüstü yetenekli değil ama- enerjik ve atletik “çocuk”larla çok çalışan ve ayağa paslarla hücum eden bir takım üretmeye çalışıyor. 21’inci yüzyılın baskın futbol anlayışının da bu olacağını düşünüyor ve rol model Arsenal’in birkaç adım önden gittiğini hissediyoruz zaten. Peki nedir Arsenal’i taklit edilmeye değer hale getiren sır?
Rakamlar ortada
Adını neredeyse hiç duymadığımız başkan Peter Hillwood veya menajer Wenger ne yapıyorlar ki, İngiltere’nin en genç takımını sahaya çıkarıp, ülkenin en pahalı biletini satabiliyorlar?
Sıralamada üstlerinde yer alan Chelsea’den veya Manchester’dan fazlaları ne ki, en ucuzu yaklaşık 70 dolar olan Emirates Stadı’nın 60 bin 432 koltuğu dolmuş, üzerine 20 bin kişilik de kombine sırası var?
Alçakgönüllü filozof
Tabii başkanın sportif kararlara bir dahli yok. Transfer yetkisi de, Japonya’nın Grampus Eight takımından 10 yıl önce getirilen Arsene Wenger’de (Bir yerlerden tanıdık geliyor galiba bu ülke)… Hayatta en önemli düsturunu da, Japonya’da öğrendiğini söylüyor 57 yaşındaki futbol filozofu: “Zafer kazandığında alçakgönüllü olacaksın. Hiç kimseyi aşağılamaya kalkmayacaksın”…
Bırakın aşağılamayı, onore etme konusunda üstüne yok Wenger’in… Oynayacakları her final öncesinde dünya üzerindeki tüm scoutlarını (futbolcu ajanlarını) bir otelde ağırlar, başarıda ne kadar büyük payları olduğunu, onlara ne kadar müteşekkir olduğunu anlatırmış. Scoutlar birlikte izlerlermiş Arsenal’in başarısını… (Bir sonraki toplantıları da önümüzdeki Pazar günü oynayacakları Lig Kupası finalinden önce olacak muhtemelen)
İdmanları basına kapalı Arsenal’in. Sadece cumaları 15 dakika açık idman, 30 dakika da basın toplantısı… Bu yazıdaki demeçler de o 30 dakikalık toplantıları izleyen gazeteci dostumuz Edip Adanır’dan.
İdmana geç gelmenin ceza verilecek bir şey olduğunu düşünmüyor Arsene Wenger, bunu geç kalan oyuncunun diğer arkadaşlarına saygısızlığı olarak değerlendiriyor. Saygısızlık diğer oyunculara yapıldığına göre, cezayı verecek olanlar da onlar…
Partizan örneği
Bu tabloyla, AZ Alkmaar’ın rol model olarak komple bir tercih yaptığını rahatlıkla söyleyebiliriz herhalde… Peki, Fenerbahçe’nin bir rol modeli var mı? Veya Galatasaray’ın? Ajax modeli, sıkça gündeme gelir Türkiye’de…
Tamam dünyanın altyapı konusunda birincisi Ajax da, peki ikincisi kim? Yugoslavlar olabilir mi? Cevabın bir Yugoslav takımı, Partizan olması, Ajax’ın başarısını Hollanda’nın ekonomi ve medeniyet üstünlüğüne bağlama ezberimizi bozar mı? Acaba, Partizan’ın yaptığını biz de yapamaz mıyız?
http://www.milliyet.com.tr/2007/02/18/spor/ymeleke.html
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS