7 Nisan 2012 akşamı, Türk futbol tarihi açısından enteresan bir gündü aslında. Belki de lig tarihinde ilk kez son haftaya 12 hedefli takım, 8 hedefli maçla girdik; sadece bu açıdan bakınca mutlu olmamız gerek galiba. Hele futbolu yönetenler, o saçma “5 yıl Avrupa’ya gitmeme” kararını alırlarsa ligi ayakta tutmak için ellerinde tek çare play-off kalacak gibi. Çünkü lig ikinciliğinin bir anlamı olmayan bir şampiyonayı nasıl canlı tutabilirsiniz ki? Öyleyse dünden çıkarılacak ilk ders şu: TFF eğer o saçma kararı almayı düşünüyorsa şimdiden play-off’a sıkı sıkı tutunmak zorunda…
Play-off’un ilk uygulama yılının en çok yaradığı takımsa Fenerbahçe oldu. (Bugün bir sürpriz olmaz da) Galatasaray kazanırsa, iki İstanbul devi play-off’a 39-34’le girecekler. Bu da şu demek: Fenerbahçe önündeki 6 maçı kazanırsa (rakiplerinin ne yaptığı onları hiç ilgilendirmeden) şampiyonluğunu ilan edecek. Çünkü Fenerbahçe aradaki 9 puanlık farkın 4’ünü play-off’a girerken kapamış oluyor, 5’ini de rakibini iki kez yenip eritme şansına sahip…
Öyleyse dünden Fenerbahçe’nin çıkarması gereken ders de şu: Kocaman, şampiyon olmak istiyorsa önünde hâlâ 6’da 6 şansı duruyor. O zaman küslükleri/sorunları bir kenara koyup, ne yapıp edip elindeki herkesten yüzde yüz faydalanmak zorunda. Çünkü Galatasaray oyun olarak Fenerbahçe’nin bu kadar önündeyken ezeli rakiplerini iki kez yenmek için Alex’e, Sow’a, Emre’ye ve hatta Semih’e bile çok ihtiyaçları olacak.
Günün son dersi de sanırım Antalya’ya ve Mehmet Hoca’ya idi… Korkulu rüyadan uyandılar ama bu kapasiteyle bu kâbus onlara hiç yakışmadı. Bu sezon hemen hiçbir şey veremeyen Musa-M.Eren-Doğa gibi flaş transferlerin gelecek yıl borçlarını ödemeleri gerek. Mehmet Hoca’nın acilen Antalya’yı Antalya yapan değerlerini hatırlaması gerek: Ligin en çok isabetli pas yapan ikinci takımına M.Yılmaz tipi santrforla oynamak yakışmıyor. Orijinal/çalışılmış duran top organizasyonları unutulmuş gibi. Korner dönüşlerinde rakiplerinin korkulu rüyası olan Antalya da tarihe karışmış, sinmiş… Gelecek sezon artık Antalya’nın vites yükseltme yılı olmalı. Çünkü gerek Özdilek’in, gerek Antalyaspor’un bu kapasiteleri var.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS