Geçen sezon fikstürde G.Saray-Kayseri-Ankaraspor-Beşiktaş peş peşe topları çekmiş, (Ankaraspor’un da düşürülüşünden sonra) birçok takım o 4 haftayı yıpranarak geçmişti. Bu yıl da fikstürde 6 hafta içine Fenerbahçe-Trabzon-Kayseri-Beşiktaş sıkışmışlar. Şu anda Antalya o girdaptan geçiyor, Fenerbahçe de 4 hafta içinde Trabzon-Kayseri-Beşiktaş sınavı verdi. Çok az Fenerbahçe hocası ilk 5 maçında böyle zor bir fikstürle karşılaştı, o yüzden Kocaman’ın da bu haftaya bir miktar şanssız geldiğini, dolayısıyla 7 puanın lig için felaket olmadığını söyleyebiliriz.
Üstelik de Aykut Hoca’nın takımı, Haziran-Temmuz’da bitirmesi gereken sezon başı hazırlık dönemini Eylül’de hâlâ tamamlayamamanın sancılarını da çekiyor. Alex’in arkasında 8/önünde 1 adamla oynamak mı, yoksa onu kulübede 6 kişiyle oturtmak mı sorununun Ekim’e taşınması; 8 yabancıdan hangi altısının kullanılacağının belirlenmemesi gibi handikaplar göz önüne alınınca derbide iyi oyuna ve puana sarı-lacivertlilerin daha fazla ihtiyacı vardı. Türkiye’de derbilerin garip parametrelerinden biri de mâlumunuz budur: İstanbul derbilerinde genelde ihtiyacı olan en azından ihtiyacı kadarını alır…
Tabii dün bu ihtiyacın tahsilinde Niang’ın katkısının da altını çizmek lazım. Son 4 sezonda Alex’in önünde Kezman-Güiza’nın oynadığı göz önüne alınınca, Brezilyalı’nın yetenek kaynaklarının ne kadar efektif kullanıl(ama)dığı ortada. Şu Niang’ı görünce, Alex 4 yıldır yarısı boşa giden çabası için mahkemeye gitse, Kezman-Güiza’dan tazminat istese yeridir diye düşünüyor insan…
Beşiktaş’sa (Y61’le birlikte) ligin tek başına maç değiştirebilecek iki adamından birine, Q7’ye sahip… Ama Schuster bu sezon Avrupa’da ve Türkiye Kupası’nda finale kadar ulaşıp 64 resmi maç oynama hesapları yaptığı için; Q7’nin etrafını en iyi adamlarıyla değil, rotasyona uğrayan kadrolarla doldurma yoluna gidiyor. Bu Batı Avrupalı bir düşünce tarzı, ama Beşiktaş şartlarında ne kadar doğru olduğu tartışılır. Aynen son derece batılı bir düşünceyle tecrübeli bir sol bekin sağda da oynayabileceğini varsayması gibi. Ama galiba Türkiye’de işler tam olarak İspanya’daki gibi yürümüyor.
Son tahlilde bu eğlenceli pazar gecesi ve kaliteli 90 dakika için Schuster’e de, Kocaman’a da, Quaresma’ya, Niang’a ve diğer 26 güzel adama da teşekkürler…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS