
Maçı üç bölüme ayırmak gerek. Felaket bir ilk 35 dakika. Kağıt müdahalesiyle düzelen sonraki 35… Ve Van Persie’nin girdiği, Shakhtar’ın uyuttuğu son 20 olarak… İlk 35 dakikada oynanan 4-4-2, Shakhtar’a karşı olağanüstü lükstü. Sayısız pozisyon verilen bu bölümün gol yenmeden atlatılması büyük şans.
35’te Pereira’nın sahaya gönderdiği kağıtla sistem 4-1-2-3’e evrildi. Mehmet, Teixeira’yla oynamaya başladı. Diego orta üçlüye girdi, geriden top aldı, oyun kurdu ve defans-ofans dengesi sağlandı. Psikolojik üstünlüğün yavaş yavaş Fenerbahçe’ye geçtiği son bir saatte çok net olmasa da pozisyonlar bulundu, Shakhtar birkaç kez korkulu rüya gördü ama sarı-lacivertli hücumda henüz tam anlamıyla uyum sağlanmadığı için gol gelmedi. Zaten Shakhtar’ın en iyi yaptığı iş bu. Sizi uyutur, dakikaları tüketir, anlamazsınız bile maçın bittiğini.
Ukrayna’da korkulu rüya görmemek için yine üçlü orta saha tercihi yapılmalı, bu kez 35’te içeriye kağıt gitmemeli. Mehmet, Lviv’de santradan itibaren Teixeira’yla oynayacaktır sanırım. O maç da bir golle, hatta yarım golle çözülecek bıçak sırtı bir oyun olacağı için Meireles’in (Diego’nun yerine) başlayabileceğini düşünüyorum. Orada Fenerbahçe uzatmalara gitmekten korkmamalı, çünkü bu kez kulübede daha hazır bir Van Persie olacak.
***********************
Sağ bek Meireles
Gökhan’la Şener’in yokluğu büyük şanssızlık ama, futbolda bu ihtimaller var. Aynı anda iki bekiniz de, iki kaleciniz de eksik olabilir bazen. Zaten büyük hocalar böyle büyük olurlar, kriz anlarında çözüm üretebildikleri için.
Böyle bir durumda sol beki sağa koymak doğal hamle gözükse de, bu tercihin doğru olup olmadığı o bekin kim olduğuyla ilişkilidir. Mecbur kalınırsa Gökhan sol bek oynar. Bosingwa oynar. Çünkü zaten bu oyuncular sezonda 40 maç oynuyorlar, soğukkanlılar, oyun bilgileri gelişmiş. Böyle üst düzey maçları çok oynamışlar. Shakhtar müsabakası, onlar için hayatlarının en önemli maçı değil.
Ama böyle bir krizi Hasan Ali’nin çözmesi çok daha zor. Çünkü düzenli oynamıyor. Çünkü tecrübesiz. Zaten bu onun hayatının maçı olacaktı, sol bekte de çıksa… Bir oyuncuyu hayatının maçına, nabzı 150 atacakken alışık olmadığı pozisyonda çıkarmak büyük risk.
Şu kadroda böyle bir durumda nabzı normal atacak, tansiyonu yükselmeyecek adam Meireles’ti. Kariyerinde iki çizgide de 50’şer-60’ar maç oynamış. Üstelik solda-sağda oynadığı takımlar Chelsea, Liverpool, Portekiz Milli Takımı… Muhtemelen sağ bekte de sakin kalabilirdi, idare edebilirdi Meireles.
**********************
4’teki frikik
4’üncü dakikaydı. Srna, ceza yayının yarım adım içinden bir frikik kullanıyordu. Frikiğin hizası, tam kalenin karşısıydı, hatırlarsınız. Hakem baraj için adımladı adımladı ve Fenerbahçelileri olması gerekenden yarım metre geriye dizdi. “Nereden biliyorsun” derseniz…
Bir futbol sahasında ceza yayının herhangi bir noktasından penaltı noktasına çizilen doğrunun boyu 9,15’tir. Tam yayın ortasından, penaltı noktasının tam karşısından atılan bir frikikte de, baraj tam penaltı noktası üstüne dizilmelidir doğal olarak. 4’üncü dakikadaki frikikte top yayın 2 karış içindeydi, öyleyse baraj da penaltı noktasının iki karış gerisinde olmalıydı. Adımlamaya gerek olmayan, otomatik çizilmesi gereken bir baraj çizgisiydi bu.
Hakem Jorge Sousa, Fenerbahçeliler’i 9,70-9,80 mesafeye dizdiyse de, Srna barajı geçemedi zaten.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS