Futbolun kural koyucuları 3 Mart’ta İngiltere’de toplandılar ve dünyanın en çok sevilen/seyredilen oyununun daha hızlı, daha iyi ve daha âdil olabilmesi için neler yapılabileceğini konuştular… 4 Britanyalının, 4 de FIFA üyesinin katıldığı 8 kişilik toplantı bence yine çok az şey konuşularak bitti; zira somut tek adım gol çizgisi teknolojisiyle ilgili… 8 arkadaş, 2 Temmuz’da Kiev’de tekrar toplanmak üzere sözleştiler ve büyük bir ihtimalle orada da yalnızca gol çizgisi teknolojisinin Japonya’daki Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda denenmesi kararını alacaklar.
2 Temmuz’da Kiev’de IFAB’ın gündeminde birkaç küçük konu daha olacak aslında: Amatör takımların sınırsız oyuncu değişikliği yapabilmesi, daha çok Güney Amerika’da yaygın olan frikik spreyi ve Müslüman kadın futbolcuların kıyafet sorununun da o gün masaya yatırılması söz konusu.
Peki sizce, futbol oyununun daha hızlı, daha âdil ve daha eğlenceli olabilmesi için değişmesi gereken şeyler yalnızca bu kadar mı? 80’lerde ofsaytın ancak 3 savunma oyuncusuyla çalınabilmesi, 90’larda kalecilere atılan sayısız geri pası gördüğümüzde şimdi acı acı gülmüyor muyuz sahi? Peki 2010’ların futbolunu 2020’lerde izlediğimizde nelere güleceğiz acaba? 2 Temmuz’da IFAB’ın gündeminde aslında neler olmalıydı? 3 Temmuz sabahı yeni bir futbol mümkün olamaz mıydı?
HÜCUM EDEN CEZALANDIRILMAMALI
Gözüm üstünüzde
2020’lerde bugünün futbolunu dvd’lerden izleyen gençlerin bence en çok güleceği konu, hakemlerin duran topların yüzde 80’inde yaptığı “Gözüm üstünüzde” uyarısı olacak… Afrika 2010’da açıkça görüldü ki vakit geçirmek isteyen savunma oyuncuları artık duran toplarda hücumcuları kasten taciz edip hakemin gelip uyarmasını ve müsabakanın en az 30 saniye daha duraksamasını bekliyorlar!
Eğer IFAB bu kadar hantal ve bu kadar tutucu bir yapı olmasaydı, belki de çağdaş futbolun bu ayıbını gündemine alır; 3 Temmuz sabahı hakemlere “Duran topları her koşulda oynat, atış yapıldıktan sonra ihlal devam ediyorsa faul düdüğünü çal” talimatı verirlerdi.
Düdüğümü bekle!
Bir başka popüler hakem uyarısı da bu… Oysa hücum oyuncusu barajın yakınlığından şikayet etmeyip atışını kullanıyorsa burada hakemi rahatsız eden bir durum olmamalı. Eğer hücum oyuncusu barajın yakınlığından şikayetçiyse hakemi uyarır, sadece o durumda hakem (ondan düdüğünü beklemesini ister ve) barajı adımlar.
Şu günlerde kaleye 40 metreden yakın olan her serbest vuruşta hakemin düdüğümü bekle seremonisi yapması bence utanç verici. Ve maalesef kurnaz savunma oyuncularının vakit geçirmek için yaptıkları bir diğer basit numara da bu.
Aut atışı
Belki ilk ikisi kadar yaygın değil, ama aut atışında topa ceza alanı içinde dokunarak vakit geçiren savunma oyuncuları da peydahlandı son dönemde… Futbolun tarihsel utançlarından biri de bu: Aut atışında top ceza alanını terk etmeden oyunun başlamaması.
Kaleci aut atışını kullanıyor, baskıyı gören savunma oyuncusu topa bilerek ceza sahası içinde dokunup atışın tekrarına neden oluyor. 1 dakika vakit geçiriyor, üstelik bir ihtar bile almıyor. Pes!
Geri pas
Daha önce de yazdım: Geri pas da futbolun bir diğer çirkin yüzü… Nasıl ayakla geri pas yasaklandıysa acilen kafa (ve diğer bel üstü uzuvlarla) verilen geri pasların da yasaklanması lazım.
HAKEMLERİN YÜKÜ AZALTILMALI
Ofsaytta uzuv
Vücudun uzuvlarını ayırt eden bir başka uygulama da ofsayt… Şu haliyle kural öyle komplike ki, ben artık yardımcı hakemliğin dünyanın en zor mesleği olduğunu düşünmeye başladım! Eğer hücum oyuncusu savunmacıyla aynı hizada olduğu halde bir ayağı veya kafası (topla oynayabilen bir uzvu) öndeyse ofsaytta kalmış oluyor. Bu garip ölçütten benim gibi rahatsız olan Amerikalı yazar Jason Davis’in önerisi bence değerli: Eğer hücum oyuncusunun herhangi bir uzvu (tek ayağı bile) savunmacıyla hizadaysa ofsayt çalınmasın.
Bence bu fikir, hem gol sayısını artıracak, hem de yardımcı hakemlerin işini kolaylaştıracak iyi bir öneri…
Hentbolde bilinç
Günümüz hakemliğinin en önemli açmazlarından birisi de hentbol konusu. Artık elle oynamaları hakemlerin doğru teşhis edebilmesi için ellerinde bir “bilinç ölçer” veya “niyet ölçer” olması lazım!
Futbol, genleri itibariyle beceriksizliği cezalandıran bir oyun. Ben ayağımı bilmeden sallar ve rakibe vurursam bu dünyanın her yerinde fauldür. Bilinçsiz olmasının bir önemi yoktur. Öyleyse bu kıstasın hentbole de getirilmesi gerek.
Mesela, savunmacı meşin yuvarlağı ıskaladığı için top eline geliyorsa hentbol olmalı. Vücudunun başka bir uzvundan eline geliyorsa da bunun nedeni beceriksizlik veya kontrolsüzlüktür. Ve cezalandırılmalıdır bence… Ya da top kendi takım arkadaşının vuruşundan direkt olarak eline geliyorsa da aynı şekilde.
Hentbole en azından bu ölçütleri getirmek, hakemlerin de ağır yükünü azaltacaktır bir nebze…
Sakatlık dönüşü
Bu aralar hakemlerin en büyük sorunlarından biri de sakatlanıp sedyeyle sahayı terk eden futbolcunun oyuna acilen geri dönme baskısı…
Oyuncu sakatlanmış, çığlıkları Bağdat’tan duyulmuş, sahada kıvranarak 40 takla atmış! Ama aynı adam, kenara sedyeyle geldiği andan 5 saniye sonra oyuna girmek için hakemi tacize başlıyor! Seyirci ve teknik adam baskısı altında ezilen hakem de mecburen üçüncü gözüyle(!) kenardaki oyuncuyu görüp ona gel işareti yapmak zorunda kalıyor.
“Oysa sedyeyle kenara gelen futbolcu, en erken bir sonraki düdükte oyuna girer” diyiverseniz, herkes rahatlamayacak mı Allah aşkına?
IFAB’IN KONUŞTUKLARI
2 Temmuz’da IFAB’ın masasında bu konular çok büyük bir ihtimalle olmayacak ama son günlerde herkesin rahatsızlığını dile getirdiği bazı mevzuların gündeme alınması mümkün: Markus Merk’in sıkça şikayetlendiği “son adama üçlü ceza” konusu, yani son adamı ceza alanı içinde düşürenin hem penaltı, hem kırmızı kart hem de 2 maçla cezalandırılmasının azaltılması gündeme alınabilir.
İrlanda Futbol Federasyonu Başkanı’nın 2009’da önerdiği “Ceza Kulübesi (Sin Bin)” konusu da Britanya basınında sıkça gündeme geliyor. Futbolda da sarı kart gören oyuncunun (ragbideki gibi) 10 dakikalık bir ceza almasını istiyor futbolun liberalleri…
Yine adalılar tarafından gündeme dayatılan uzatmalarda ekstra bir oyuncu değişikliği konusuysa şu anda rafa kaldırılmış durumda. Benim o konudaki görüşümse takımlara devre arasında (ve uzatmalar öncesi) sınırsız oyuncu değişikliği hakkı verilmesi. Hareketli oyundaysa değişiklik hakkının ikiye indirgenmesi…
IFAB’IN KONUŞMADIKLARI
Hem bu sorunları son 7 yılda birkaç kez yazdığım, hem de (yine derdimi az sözcükle anlatma becerisi gösteremeyip) bana ayrılan yeri bitirdiğim için kafamdaki en az 10 öneriyi buraya yazamadım. Sizin de eğer aklınızda futbolu iyileştirecek, adaleti artıracak ya da hakemlerin işini kolaylaştıracak öneriler varsa bana ugurmeleke.com’dan, twitter.com/ugurmeleke’den ve facebook.com/ugurmeleke’den iletin. Ben de bir başka yazıda kendi kafamdakilerle birlikte sizin önerilerinizi dile getireyim… Daha âdil bir futbol, daha âdil bir dünya dileğiyle. Mutlu haftalar…
*********************************************************
www.ugurmeleke.com
www.twitter.com/ugurmeleke
www.facebook.com/ugurmeleke
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS