SEZONUN ARDINDAN
7) ESKİŞEHİRSPOR
Hem ligi iki perdeyle (Çalımbay ve Uygun perdeleriyle) oynadıkları için, hem yıla neredeyse bütün stoperleri sorunlu başladığı için, hem de devre arası transfer yapamadıkları için 2010-2011’de istedikleri ritmi tutturamadılar. Ama tutkulu hocaları, özel tribünleri ve kaliteli iskeletleriyle 2012’nin sürprizi olabilecek potansiyelleri var
Eskişehir’de üçüncü sezonuna giren Çalımbay, savunmanın göbeğinde sorunları olduğunu biliyordu; zaten yaz transfer döneminde de takıma iki yabancı stoper (Diego ve Sadıgov) alınmıştı. Ama sezona her iki yeni stoper sakat başladı, Nadareviç ve Vucko’nun formsuzluğu da ilk 7 haftayı kâbusa dönüştürdü. 7 maçta sadece 3 puanda kalan Çalımbay görevini Uygun’a devretti, bu arada defansın göbeğine Diego’nun katılımıyla birlikte de Eskişehir çıkışa geçti zaten…
Bülent Uygun devre arası takviye yapamadığı için Avrupa kupaları yarışını sonuna kadar sürdüremedi ama 27 haftada Eskişehir’i iki ayrı planı iyi uygulayabilen bir takıma dönüştürdü: İç sahada (ya da kendi sınıfındaki rakiplere karşı) iki defansif orta sahalı 4-2-3-1’i tercih ederken; dışarıda (veya büyükler karşısında) üç merkez oyuncuyla zemine 4-3-3 biçiminde dizildiler. Bu sayede gole ihtiyaçları olduğunda (içerideki Manisa maçı gibi günlerde) rakip sahada büyük bir baskı kurabildiler, oyunu karşı alana yığıp rakibi boğup müsabakayı kazanabildiler. Kontrol oyunu oynamak istediklerinde de planları işledi, örneğin deplasmandaki Trabzon maçında 4-3-3’ün en ucuna Serdar Özbayraktar’ı yerleştirip model bir kontra atak takımına dönüşebildiler.
Eskişehirspor, ligde set oyunu dışında iyi bir alternatife sahip olan az sayıdaki takımdan biriydi aynı zamanda. Ceza alanı dışından bolca şut attılar. Toplamda 188 isabetli şutla da bu sıralamada F.Bahçe, Trabzon ve G.Saray’ı takip ettiler. Bazen Sezer, bazen Pele, bazen Tello bu sürpriz şutlarla maçlar kazandırdılar.
Yeni sezonda Sezer’i, Batuhan’ı ya da Diego’yu ellerinde tutabilecekler mi bilinmez; ama eğer Eskişehir’in iskelet kadrosu çok büyük bir değişime uğramazsa Avrupa kupaları yarışı yapmaları büyük bir sürpriz sayılmaz.
Sezonun yıldızı
Alper Potuk
Milli takımın 2014-2016 serüvenlerinde Necip Uysal’la birlikte orta sahanın göbeğinde olabileceğinin sinyallerini veriyor. Sadece iki yönlü orta saha vazifesi görmekle kalmıyor, zaman zaman topla yaptığı slalomlarla ve şutlarıyla da dikkat çekiyor. Eğer o slalomlarını sonuçlandırabilecek gelişimi gösterirse onda bir Ünal Karaman potansiyeli var.
En çok yükseliş göstereni
Veysel Sarı
Kısa kısa aldığı sürelerde kalitesini belli ediyordu ama 90 dakika oynamak için çok uzun bekledi. Uygun onu gerek sol bekte, gerekse santrfor arkasında 15-20 dakikalık sürelerle kullandı; ilk 11 şansınıysa orijinal pozisyonu olan stoperde buldu. Talihsiz maçlar oynadıysa da ayağına top yakıştığı için kendini hemen fark ettiriyor. Defansif özellikleri gelişirse Diego’yla iyi bir savunma ikilisi olabilirler.
En çok düşeni
Doğa Kaya
Süper Lig’deki en az 12-13 takımda direkt oynayabilecekken Eskişehir’de Alper-Pele-Bülent Ertuğrul gibi rakipleri olduğu için süreyi paylaşmak zorunda kaldı. Sanki o da bu durumdan memnun değildi ki, her geçen gün enerjisi de katkısı da düştü. Yeni sezonda yeni bir şehir, yeni bir hoca, yeni bir heyecanla eski Doğa’yı izlettirmesini umuyoruz bize…
En iyi transfer
Diego Angelo
Çalımbay döneminde sağlığına kavuşabilse belki Rıza Hoca 7 haftada 5-6 puan daha fazla toplayabilirdi. Hem bir stoper için mükemmel sayılabilecek bir fiziği var, hem de ayakları gayet iyi. İleriye çıktığında attığı etkili şutlarla da gol tehdidi olabiliyor. Eğer büyük bir takıma gitmezse gelecek yıl defansın göbeğinde Veysel’le kuracakları kale çok kolay geçilmez gibi.
En kötü transfer
Rodrigo Tello
Tempolu oynayan bir takıma gelmenin şanssızlığını yaşadı. Kalitesi, yeteneği, oyun zekâsı ile sezonda birkaç maçın skoruna doğrudan tesir etmesi mümkün, ama artık sürekliliği olması mümkün değil…
Anahtar sayı
105 ofsayt
Gerek Batuhan’ın bu işi bir türlü öğrenememesi, gerek Burhan-Serdar gibi hızlı oyuncuların zamanlama hataları Eskişehir’i ligin en fazla ofsayta düşen takımı yaptı. Üstüne kronik ofsayt hastalığıyla Ümit Karan da eklenince Bülent Uygun’a birçok gol pozisyonunda başını ellerinin arasına almak kaldı!
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS