
Futbol Konseyi’nde Mehmet Arslan, Uğur Meleke ve Güntekin Onay haftanın gelişmelerini değerlendirdi.
SORU 1) Galatasaray, Altay maçıyla beraber bu sezon öne geçtiği 5 karşılaşmada toplam 12 puan kaybetti. Şampiyonluk yarışına büyük ölçüde havlu attıran bu kayıpların sebebi ne olabilir? Kadronun genç olması mı, fiziksel yetersizlik mi ya da başka bir şey mi?
ORTA SAHALAR YOK OLDU
G.SARAY’ın öne geçip puan kaybettiği maçlarda ortak bir patern var mı, çok emin değilim. Farklı farklı sebepler öne çıktı. Geçmişte bazı kayıplarda Terim’in yanlış değişiklikleri, Babel-Arda gibi ısrarları rol oynamıştı. Sonra bazı günler Berkan-Taylan’a dönüş ve vites küçültmenin faturası ödenmişti. Bence Altay önünde de orta sahaların çok rahat geçilmesi, kaybın sebebiydi. Orta sahaların yok olduğu bir maç Altay’ın işine gelir. Çünkü Altay’ın çabuk oyuncularının aradığı ortam bu.
SORU 2) Burak Elmas, “TFF’de Nihat Özdemir’in altını oyuyorlar. Galatasaray ve Fenerbahçe’yi Nihat Bey ile kavga ettirerek onu zor durumda bırakmak isteyenler var. TFF’nin istifa etmesi bir mecburiyettir” dedi ve kurulları işaret etti. Elmas haklı mı? Durum o kadar vahim mi?
TFF’YE SÖYLEYEBİLİRLER
İtiraf etmek gerekirse, çok hakim olduğum bir konu değil bu. Ancak dışarıdan bakan bir sporsever olarak şunu söyleyebilirim: Burak Elmas da, Ali Koç da güçlü isimler. Eğer Galatasaray ve Fenerbahçe’ye yönelik bir komplo cephesi varsa, pekalâ onların isimlerini açıklayabilirler. En azından Nihat Özdemir ve yönetim kuruluyla paylaşabilirler. İsim vermeden kamuoyu açıklaması yapmak çok anlamlı gelmiyor bana.
SORU 3) Beşiktaş, Çebi-Yalçın zirvesinden sonra çıktığı Kasımpaşa maçında 1-1 berabere kaldı. Siyah beyazlılarda bir kıpırdanma gördünüz mü? Bu takım bugün Dortmund karşısında ne yapar?
SON İKİ MAÇA İYİ BAŞLADILAR
Siyah beyazlılarda aslında bir kıpırdanma var. Giresun maçına da çok iyi başlamışlardı ama penaltı sonrası dağılmışlardı. Kasımpaşa önünde de fena başlamadılar ama her oyuncu değişikliği sonrası ileriye giden bir Kasımpaşa, gerileyen bir Beşiktaş gördük. Sergen Yalçın’ın elinde Serdar-Montero varken Welinton ısrarı başına iş açıyor gibi. Ayrıca santrforlardan verim alınamıyor ama Güven yeterince şans bulamıyor. İşler kötü gidiyorsa aynı oyuncularda ısrar yerine, gençlere daha fazla şans vermek daha doğru değil mi?
SORU 4) Pereira, yeniden 3’lü savunmaya dönüp 4-0 kazandıkları Rize maçındaki oyun için, “İşte gerçek Fenerbahçe bu. Böyle oynarsak galibiyetler devam edecek” dedi. Bu tespit doğru mu?
HÜCUMCU SAYISI ARTMALI
Üçlü savunmayla dörtlü savunma arasındaki fark tam olarak neydi ki? Savunmadan Szalai’yi eksiltip, orta sahaya Meyer’i eklemek mi? Szalai yerine Meyer girince mucizevi bir değişim beklemek saçmaydı zaten. . Fenerbahçe’nin meselesi bence stoper sayısı değil, hücumda çoğalamama. Bu maçtaki tutku elbette olumlu, oyun daha akışkandı. Ama Rizespor’un da çok temassız oynadığını, çok alan bıraktığını unutmamak gerek. Fenerbahçe’nin oyun sürekliliği sağlaması için sahadaki hücumcu sayısını artırması gerektiğini düşünüyorum ben.
SORU 5) Lider Trabzonspor, transferde yine erken davranıp, Fildişi Sahilli forvet Jean Kouassi ile anlaştı. Bordo mavililerin 3 transfer daha yapması bekleniyor. Sizce hangi mevkilere takviye yapmalılar?
KOUASSI İYİ TRANSFER
Kanat oyuncusu takviyesi son derece yerinde. Zira artık Gervinho yok ve orada Nwakaeme-Abdülkadir Ömür’ün arkasında yalnızca Yusuf Sarı kalmıştı. Jean Kouassi orada ihtiyaç duyulan derinliği sağlayacaktır. Savunma göbeğinde de Vitor Hugo-Edgar’dan birinde sorun yaşandığında yeterli derinlik yok. Belki bir stoper takviyesi uygun olabilir. Kadroda çok orta saha oyuncusu var görünüyor ama Berat-Siopis-Dorukhan-Trondsen aslında benzer oyuncular. Zaten ikisi artık bek olarak kullanılıyor. Belki Trabzonspor’da iki yönlü bir sekiz numara takviyesi de yapılabilir.
SORU 6) Almanya’da Dortmund-B. Münih maçının hakemi Zwayer, TV kameralarının karşısına geçip, tartışılan kararlarının gerekçesini açıkladı. ‘Bizde de böyle olmalı’ demek çok mu hayalcilik olur?
FAYDALI BİR STRATEJİ
Der Klassiker, Almanya’nın en büyük maçı. Hatta dünya futbolunun klasiklerinden. Böyle bir maçta hakemin mikrofona gelip kamuoyunu aydınlatmasını ben de olumlu buldum. Belki her müsabakada değil ama bu denli kritik maçlarda böyle bir stratejinin faydalı olacağını düşünüyorum ben de. Türkiye’de özellikle VAR standardı konusunda büyük bir kafa karışıklığı yaşanıyor. Mesela ben merak ediyorum, Galatasaray-Altay ma çının VAR’ı Bahattin Şimşek hangi kriterle hakemi monitöre davet etti? Cüneyt Çakır hangi gerekçeyle verdi o kararı?


Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS