Eskişehir’in ideal savunma dörtlüsünden üçü (Diego, Akaminko ve Özgür) yok. Dördüncüsünü de geçen hafta G.Saray’a verdiler. Dün Arena’ya gelen 4 savunmacıdan üçü geçen sezonu alt liglerde, biri de kulübede geçirmiş tecrübesiz adamlar. Ama Eskişehir’in defansında dün gece de dikkat çekici bir aksaklık yok. Çünkü Ertuğrul Sağlam yönettiği her takıma grup halinde savunma yapmayı iyi öğretiyor, işi sadece arkadakilere bırakmıyor. Durum böyle olunca, Eskişehir’in her savunmacısı büyüklere cazip gözüküyor: Geçen sezonun ilk yarısının sağ beki Veysel artık Galatasaray’da. İkinci yarısının sağ beki Tarık da… Eğer Galatasaray, Eskişehir’e bu gözle bakmaya devam ederse, sıradaki sağ bekleri de Kamil olacak herhalde(!) Ama bu adamlar G.Saray’a geldiklerinde, Eskişehir’de gözüktükleri kadar parıltılı gözükmeyecekler yine.
Tabii Galatasaray’ın parıltısındaki eksiklik, sadece savunmayla ilgili değil. Sezonun ilk 3 resmi maçında toplam skor sayısı sadece 2… Prandelli ön tarafta kombinasyonların tamamını deneyerek gol atmanın bir yolunu bulmaya çalışıyor: Geçen hafta Sneijder-Bruma ikilisinin önünde Burak’la başladı; Olcan-Yasin’in ortasında Umut’la bitirdi. Bu hafta Sneijder’ın önünde Bruma-Burak’la başladı; Olcan’ın önünde Umut-Pandev’le bitirdi. Sonuç değişmedi: Saman alevi gibi birkaç parlama yaşandıysa da, maçın herhangi bir anında Galatasaray boğamadı, bunaltamadı, bu işi bir noktada muhakkak çözer hissi yaratamadı. Sezonun ikinci haftasında, 90 dakika boyunca bu hissi veremeyebilirsiniz izleyene. Ama bir 15-20 dakika da olsa bunu hissettiremiyorsanız, henüz bayağı eksiksiniz demektir.
Tribün cezası
Gerçi sadece Galatasaray-Eskişehir maçı değil heyecan veremeyen… 2014-2015 sezonu zaten son derece hareketsiz ve futbolsuz başladı; bir de bu olmayan oyuna darbe, olmayan seyirci ile vuruluyor. TFF, bir tarafın kabahatini diğerine ödetmeme adına tribün cezası uygulamasını getirdi, ama bu ara çözümü de doğrusu ben anlayamadım: Eğer e-bilet uygulamasına geçme konusunda kararlıysak, bütün Süper Lig kulüpleri bu sistemin içine dahil olduysa neden hâlâ bütün bir tribün cezalandırıyor? Artık herkesin ismi cismi belli, herkesin oturduğu koltuk belli. Statlarda yeterli kamera donanımı da varsa, yasak fiil her neyse onun failini müsabakalara sokmayın, cezalandırın ya da gerekiyorsa hapse atın. Yabancı cisim atan ya da küfreden gruplar her kimse, on kişi, elli kişi veya yüz kişi, onları masum sporseverlerin içinden ayrıştırın. Neden hâlâ bütün bir tribün cezalandırılıyor ki? Yine ve ısrarla, ilgisiz kitleler cezalandırılacaksa, o zaman e-bilet uygulamasının ne mânâsı var ki?
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS