Başlıktaki enlem ve boylam, bu oyunun sadece -22 kişinin bir topun peşinden koşması- olarak tanımlanamayacağını bilenlerin 9 Temmuz’da buluşacağı noktayı ifade ediyor: Berlin Olimpiyat Stadı…
Sadece iki hafta kaldı dünyayla ilişkimizi kesip, sadece Münih’e, Berlin’e, Köln’e veya Dortmund’a konsantre olmaya. Kupa boyunca gözümüz kulağımız Drogba’yla, Zidane’la ve Rooney ile olacak zaten. Özellikle de Rooney ile.
Wayne Rooney… Çocuk yaşta Premier Lig’de forma giydi, çocuk yaşta milli oldu, çocuk yaşta kazandıkları ile bırakın çocukları, binlerce büyüğün hayalini bile kuramayacağı şeylere sahip oldu. Ancak, bütün bunları yaparken asla böyle bir şansı olmamış ve olmayacak binlerce küçük Wayne’i de unutmadı.
İngiltere’nin en genç milli olan futbolcusu Wayne Rooney, 2006 Dunya Kupası’na sadece adanın gol umudu olarak değil Brezilya, Vietnam, Nijerya, Güney Afrika, Ukrayna ve Meksika’daki 5000’den fazla evsiz, yetim, hasta çocuğun gelecek umudu olarak da gidiyor.
FIFA ve dünya çapında yetim çocuklara yardım etmek amacıyla kurulmuş SOS Çocuk Köyleri Vakfı, sloganı -2006 için 6 köy- olan bir kampanya başlatmışlar ve Dünya Kupası’nda son düdük çalana kadar 6 ülkede (Brezilya, Vietnam, Nijerya, Güney Afrika, Ukrayna ve Meksika) yetim çocuklar icin köyler inşa etmeyi hedeflemişler.
Kampanya ile ilgili aktiviteler başlamış bile. İngiltere’de okullar ve kulüpler arasında futbol temalı yarışmalar yapılıyormuş bugünlerde. Top sektirme, futbol konulu pasta yarışmaları, öğretmenin koruduğu kaleye yapılan penaltı atışları, dünya kupası poster tasarım yarışması gibi aktivitelerin amacı hem kampanyaya dikkat çekmek, hem de çocukların fiziksel ve sosyal gelişimini futbol yardımıyla geliştirmek.
Kampanyaya destek verenler arasında Ruud van Nistelrooy, Alexander Hleb, Jay Jay Okocha, Robert Pires ve Andriy Shevchenko da var. Yani Münih’te Rooney atacak, Vietnam sevinecek; van Nistelrooy kaçırdıkça Güney Afrika üzülecek.
http://www.milliyet.com.tr/2006/05/26/spor/spo07.html
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS