10 milyonluk kupa

Türkiye Kupası’nın eşi benzeri zor bulunur grup formatı zaten yorucu. Turnuvanın, kartları temizleme aparatına dönüşmesi can sıkıcı. Üstüne bir de kupanın, futbolcuların maç başı ücretlerini karşılamadığı şikayeti çıktı ortaya! Oysa kupanın sağladığı ekonomi on yıllardır aşağı yukarı belli. Başkanlar bu ekonomiden şikayet etmek yerine, futbolcu kontratlarını yaparken bunu hesaba katmayı akıl etmeliydiler belki de… Örneğin bir futbolcunun kontratına Avrupa maçı 40, lig maçı 30, kupa maçı 20 TL yazmak, o kadar zor olmamalı bence!

Bütün bu handikaplara rağmen bir detayı da unutmamak gerek: Statü mükemmel de olsa, ödüller büyük de olsa, kupa, dünyanın her yerinde kupadır. İngiltere’de de, İspanya’da da büyükler, yedekleri oynatıp erken elenebilir. Bu, yerel değil, global bir gerçektir. Zaten UEFA, biraz da bu yaraya merhem olmak için hamle yaptı bu sene: UEFA sıralamasının ilk 12 kupa şampiyonu, Avrupa Ligi’ne direkt girecek. Yani bu yılın Türkiye Kupası şampiyonu, seneye direkt Avrupa Ligi’nde olacak. Üstelik Avrupa Ligi’nin ödülleri de iki kat arttı: Gruplara katılmak 1,3 milyon euro… Her galibiyet 200 bin, lider olup gruptan çıkmanın ödülü 600 bin euro artık. Türkiye Kupası galibine de TFF, iki buçuk milyon dolar ödüyor. Yani ligde üçüncü olup ön eleme oynamaktansa, Türkiye Kupası’nı kazanıp hem Avrupa sezonunu bir ay geç açmak, hem de totalde 10 milyon lirayı kasaya koymak mümkün.

Salı akşamı Trabzonspor kupadan bence gayrıciddi bir görüntüyle elendi. Dün de Beşiktaş… Süper Lig’in 20’nci haftasına bu kadar dengeli girilmişken, büyükler kupayı nasıl böyle hafife alıyorlar anlamak güç. Fenerbahçe de Rize’de duran top golleri bulmasa, ilk bir saatte işleri hiç iyi gitmemişti doğrusu.

“Çarşamba’nın lige yansıması nasıl olur” derseniz… İsmail Kartal, Webo’yu burada da 11’de kullanmadığına göre ya Antep’te oynatacak, ya da Emenike’yi biraz ölçüsüz seviyor! Sow’un hem defansif çabası hem de golü harikaydı. Ülkede Gökhan’dan başka sağ bek yetişmemesi Serdar Kurtuluş ve Tarık’ı önce milli takıma, sonra İstanbul’a gönderdi. Fenerbahçe’de de Serdar Kesimal’a mesai çıkıyor. Yüzlerce kulüp, binlerce antrenör, bırakın santrforu-oyun kurucuyu, bir sağ bek çıkaramıyor maalesef koca ülkeden! Yazık.