UĞUR MELEKE İLE RÖPORTAJ
EVRENSEL GAZETESİ
Gökhan Durmuş
Türkiye’deki futbolu tartıştığımız yazı dizimizin bugünkü konuğu spor yazarı ve yorumcusu Uğur Meleke. Meleke, Türkiye’de oynanan futbol ile Avrupa’nın üst düzey liglerinde oynanan futbol arasında tempo ve fizik kalite farkı bulunduğunu ifade etti.
Türkiye’deki futbolun düzeyi sizce nedir?
UEFA’nın Avrupa kupalarında son 5 yılda kazanılan puanlara göre yaptığı sıralamada 12’nci, FIFA milli takımlar sıralamasında 14’üncü olduğumuza göre farklı bir şey söylemek çok anlamlı olmaz. Avrupa’da 10’la 15 arasında pozisyon alan, ikinci halka diye tabir edilebilecek liglerden biriyiz. İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya, Fransa’nın gerisindeyiz. O yüzden saat 17.00’de İngiltere Ligi’nden bir maç izledikten sonra saat 19.00’da Türkiye Ligi’ne dönünce televizyon ağır çekime geçmiş gibi oluyor… Ama ligimiz Hırvatistan’ın Danimarka’nın Norveç’in de önünde yani. Aşağılık kompleksine girmeye lüzum yok o açıdan…
Takımlarımızın Avrupa kupalarında genel olarak sergiledikleri düşük performans neden kaynaklanıyor?
Takımlarımızın Avrupa kupalarındaki performansını çok düşük bulmuyorum. Birden fazla takımla Şampiyonlar Ligi’nde temsil edilebilen 10-11 ülke var sanıyorum, biz de onlardan biriyiz. UEFA gruplarında da, bir üst tura çıkacağına inandığımız bir takımımız var. Ama sonrası için umutlu musunuz derseniz, Şampiyonlar Ligi’nde son 16’da, UEFA’da son 8’de bir takımımız olur mu derseniz, evet çok emin değiliz… Bunu da özellikle 5 büyük futbol ülkesi ile aramızdaki tempo ve fizik kalitesi farkına bağlıyorum. Beşiktaş, “Marsilya ve Porto’dan dayak yedi” diyoruz, ama neden Beşiktaş aynı sertlik düzeyinde onlara mukabele edemedi, ona cevap veremiyoruz.
Yabancı oyuncuların ülkenin futboluna katkı yaptıklarına inanıyor musunuz?
Yüzde yüz inanıyorum. Yanlış yabancılar da getiriliyor tabii, ama sonuçta serbest pazar ekonomisi söz konusu… Phillips marka televizyon Vestel’den hem daha kaliteli, hem de daha ucuzsa, gidip sırf yerli diye Vestel televizyon alır mısın? O zaman Vestel ne yapıyor, burada televizyonunu satamıyorsa, Bulgaristan’da satıyor. Vestel marka televizyonun global bir değeri oluşuyor. Aynen Phillips gibi. Almanya’daki fiyatı neyse, Türkiye’de 3 aşağı 5 yukarı o oluyor fiyat… Ama Türkiye’de yabancı sınırlaması olduğu için yerli oyuncuların fiyatları inanılmaz yüksek. Adamın Avrupa’ya gitmeye de niyeti yok, çünkü burada az çalışıp çok para kazanıyor. Zaten Avrupa’dan talibi de yok. Levski Sofya’yı beğenmez, Brugge’ü beğenmez, hatta kalkar Middlesbrough’u bile beğenmez.
Ülkenin yakın gelecekteki futbol düzeyi ile ilgili tahmin ve beklentileriniz nelerdir?
Dünya değişiyor, dönüşüyor. Önceden 100 yılda olan icatlar, sonraları 10 yılda yapılmaya başlandı. Şimdi 5 yıla düştü. Tarihin akışı hızlandı. Futbol da bundan etkileniyor tabii… Çağa ayak uydurmak zorundasın. Teknoloji çağındasın, her türlü bilgiye saniyeler içinde ulaşmak mümkün. Bu ülkedeki futbol düzeyi, bilgi düzeyiyle paralel ilerleyecek. Doğu Avrupa büyük bir yükseliş içinde. Romanya, Rusya, Ukrayna, Bulgaristan bizimle aynı paraları, hatta daha az paraları harcayarak son 2-3 yılda hızla bizim önümüze geçmiş durumdalar. Çünkü izliyorlar, çalışıyorlar, yarışıyorlar. Bizse duyargalarımızı kapatıyoruz zaman zaman. Açarsak, araştırırsak, bizim gençlerimiz daha yetenekli. Kolaylıkla kapatırız arayı…
Ligdeki hakemlerin performansı ve komplo teorileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu hadiselerde en az suçlu olanlar, hakemler. Ben çoğu müsabakada hakemin kim olduğuna bile dikkat etmem zaten. Yöneticiler sıkça saçmalıyorlarsa, burada onlara saçmalama şansı veren medyanın da büyük kabahati var. Televizyonlar yöneticilere maç önü-maç sonu mikrofon uzatmama kararı alsalar, bakın bu mesele çözülecek mi, çözülmeyecek mi? Teknik adamlar, yöneticilerden çok az konuşuyorlar bu konuda. Komplo teorilerine gelince, Selçuk Dereli’nin bununla ilgili çok güzel bir cevabı var: “En büyük aşk filmlerini, en büyük aşkları yaşamış rejisörler çekmişler”… Komplo teorileri de böyle işte… Aşk filmleri gibi…
Milli takım neden kötü futbol oynuyor?
Milli takım da Süper Lig’in aynası… Zaten 11’in 8’i 9’u bu ligin oyuncuları… İngiltere’yle Almanya’yla bu ligin farkı ortada… Senin rakibin Yunanistan’ın 11’inde bu liglerde oynayan 7 oyuncusu var. Macaristan’ın öyle. Bosna’nın 8-9, Malta’nın kadrosu bile İngiltere ağırlıklı. Öncelikli problemimiz bu. Üst düzey liglerde oyuncu sayımız az. Var olanlardan da çok az faydalanıyoruz. Halil yok ortada. Nihat yok. Yıldıray yok. Bu döneme özgü problemler de var tabii. Kadro istikrarımız yok. 10 maçta 34 değişik oyuncu kullanmışsın. Yunanistan, Euro 2004 şampiyonu takımın 7-8 oyuncusunu hâlâ ilk 11’de oynatıyor. Aşırı bir motivasyon girdabına girmişsin bir de. Evet, motivasyon da lazım kesinlikle ama, önce başka şeyler lazım. Sakin olmak lazım, rahat olmak lazım. Milli takımın her şeyi tamam. Hocası tamam. Oyuncusu tamam. Tekniği taktiği stratejisi tamam. Bir tek eğlencesi eksik.
http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=19177
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS