• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 23 Mart 2023
    • beIN Manşet, 15 Mart 2023
    • beIN Manşet, 13 Mart 2023
    • beIN Manşet, 8 Mart 2023
    • beIN Manşet, 27 Şubat 2023
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

4-4-2 Dergi

Sor Meleke'ye / Şubat 2011

Sor Meleke'ye / Şubat 2011
Uğur Meleke
1 Şubat 2011

Arsene Wenger, Louis Van Gaal ve Aykut Kocaman gibi teknik adamlar kolay yönetilebilir olmadıkları için mi Brezilyalılara karşı olumsuz bir tavır sergiliyorlar? Ya da soruyu şöyle de açabiliriz: Uyruğu ne olursa olsun sorunlu oyuncuyu yönetme sanatı var mıdır? Lucescu, Şenol Güneş, Alex Ferguson gibi teknik adamlar bunu nasıl başarıyorlar?
Abdullah Küçük

Çoğunlukla sorunla yeteneği birbirinden ayıramıyorsunuz, dâhi bir oyuncuyu transfer ettiğinizde deliliği de pakete dahil olarak geliyor! Bu meseleyi sadece Brezilyalılar üzerinden de okumak yetersiz kalabilir, Milan ve Inter efsanesi Guiseppe Meazza’yı evde aşırı alkolden sızmış bir şekilde bulup stada taşımışlığı vardır Milanolu yöneticilerin.
Tabii ki 21’inci yüzyıl koşulları biraz daha farklı ve sizin de belirttiğiniz gibi bazı teknik adamlar (bunlara Mourinho’yu da ekleyebiliriz) sorunlu bir yıldızı ehilleştirmeye mesai harcamak istemiyorlar. Mourinho’nun Chelsea’ye gittiğinde yaptığı transferleri inceleyin; hepsi sağlam karakterli, görev bilinci oturmuş, olgun, hatta genelde 24-30 yaş arası adamlardı. O günlerde Mourinho’ya Cristiano Ronaldo’yu bedava verseniz alacağını zannetmiyorum. Çünkü Mourinho kimsenin saha dışı problemleriyle uğraşmak istemiyordu, pazartesi geceleri Ronaldo’nun değil 4 ve 8 yaşlarındaki iki çocuğunun peşinden koşmayı tercih ediyordu.
Oysa Ferguson farklı. O, iki karakteristiği paket olarak satın almaya meyilli bir alıcı. Bir yöntemi doğru, birini yanlış olarak tanımlayamıyorum, Ferguson’un tercihi bu. Yılbaşı gecesi 11’de oyuncularının evde olup olmadığını kontrol etmeyi işinin bir parçası olarak kabullenmiş. Rooney’nin ergenlik sivilcelerini atlatmayı meslek edinmiş.
Şenol Güneş de Ferguson’cu. Mustafa Denizli’ylse Mourinho’nun yolunu tutmuş. Bu bir tahammül ve mesai işi. Benim şahsen 18’lik ergen Ronaldo’ya ayıracak mesaim olmazdı. Ama Ferguson’a da tabii ki sonsuz saygı duyuyorum.

*********
Arsenalization, kısacası Cim Bom’un taşınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Endüstriyel futbol ile stadın ismini Ali Sami Yen yapamasak bile Arsenal’in yaptığı gibi bir tünel şahane olmaz mıydı?
Can Aydos

Olurdu. Ama Adnanization nasıl isterse öyle olacak herhalde. Orası başka bir yer, burası başka…

*********
Oyunu iki yönlü oynayabilen orta saha Hakan Özmert ve sol bek Hasan Ali Kaldırım, Fenerbahçe’nin fizik ve mental sorunlarına çare olur mu? Bu iki oyuncunun olası transferi Fenerbahçe’nin oyununu ve şampiyonluk şansını nasıl etkiler?
Yıldırım Burak Okuş

Hakan Özmert gelişmekte olan bir oyuncu. Antalya’dayken Ertuğrul, Sedat ve Korhan’la bir forma yarışı içindeydi, zaman zaman geride kalıyordu ama Karabük’te müthiş bir çıkış yaptı. Antalya’da daha ziyade defansif özellikleriyle ön plana çıkarken Karabük’te ofansif yetenekleri olduğunu da gösterdi. Ama daha fazla maç oynayıp üst düzey futbolda devamlı olabileceğini ispat etmesi gerek. Çünkü Karabük’te Birol’la, Şenol’la forma yarışı yapıp yüzde yüz kazanamazsa, Fenerbahçe’de Emre’yi Mehmet Topuz’u filan kulübeye oturtmasını bekleyemezsiniz.
Hasan Ali Kaldırım’sa Kayseri gibi üst düzey bir takımda 11’deki yerini garantilemiş, ekibin önemli parçalarında biri olmuş, Hakan’a göre daha fazla yol almış bir adam. Sol bek sıkıntısının çok büyük olduğu ülkemizde de hızla milli takımın ve büyüklerin gündemine girmesi doğal.
Hasan’ın en önemli artısı ofansif yetenekleri. Kolay adam eksiltiyor, uzun mesafede vites artırabiliyor. Eksileriyse hava toplarında yokları oynaması ve ileri çıktığında asli vazifelerinde açık vermesi. Eğer defansif arızalarını da giderirse ben de onun gerek ulusal takımda gerekse herhangi bir büyüğün sol bekinde göreceğime eminim.

*******
Trabzonspor’un yeni transferleri Brozek kardeşler şampiyonluk yolunda takıma katkı sağlar mı? Bu oyuncuları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fatih Karamişe

Dergi baskıya girdiği sırada Brozekler henüz hiç 18’e bile girmemişlerdi, dolayısıyla onları ancak tribündeki çekirdek yiyiş performanslarına göre değerlendirebilecek durumdayım maalesef.
Ama rahatlıkla şunu söyleyebilirim: Kendisine alternatif olarak bir oyuncu transfer edilmiş olması bile Umut’un kimyasını bozdu. Ankaragücü maçında yaptığı bireysel tercihler ve kötü son vuruşlar bunun ispatı.
Cale de zaten son iki sezondur sadece idare ediyor, ama artık şampiyonluğa oynayan bir takımda yalnızca idare etmesi sırıtabiliyor. Dolayısıyla Brozek ikizlerinin umulandan çok daha hızlı forma şansı bulabileceklerini tahmin edebiliyorum.

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

4-4-2 Dergi
1 Şubat 2011
Uğur Meleke

Related Items

Diğer 4-4-2 Dergi İçerikleri

  • Sor Meleke'ye / Mart 2011

    Ligin 21. 02. 2011 tarihinde alttaki sıralama ile bittiğini varsayalım. Statü gereği birinci ve ikinci takımlar Şampiyonlar Ligi’ne, üçüncü ve dördüncü takımlarla Türkiye Kupası galibi de UEFA Europa Lig’e gitmeye hak kazanıyor. Bir an olsun hayal kurup Beşiktaş’ın UEFA kupasını kazandığını varsaydığımızda önümüzdeki yıl Europa Lig’de Beşiktaş gruplardan başlıyor olacak. Beşiktaş UEFA...

    Uğur Meleke 1 Mart 2011
  • Sor Meleke'ye / Ocak 2011

    Bir takımın yabancı futbolcularının genel olarak belli bir ülkeden olmasının avantajları ve dezavantajları olabilir mi? Orhan İlhan / Samsun 10 yıl önce bu konuyu konuşsak değerlendirmemiz farklı olabilirdi, ama bugün Süper Lig’in geldiği noktada futbolculara bu şekilde bakmayı aşmak gerek. Mesela İspanya’nın/İngiltere’nin orta sınıf bir takımı yabancı oyuncu transfer ederken böyle bir...

    Uğur Meleke 1 Ocak 2011
  • Sor Meleke'ye / Aralık 2010

    1 Medyada sürekli takımlarımızın ve futbolcularımızın değerleri üzerine haberler yapılıyor. Belirtilen bu rakamlar ne kadar doğru? Örneğin Beşiktaş, Tabata’yı Gaziantepspor’dan 8 milyon euro bonservis ücreti vererek transfer etti. Bu durumda Tabata 8 milyon euro değerinde mi? Takımlarımızın ve oyuncularımızın gerçek değerleri nasıl hesaplanıyor? Bu konuda hangi kaynaklara güvenmek doğru olur? Zafer Ayaz...

    Uğur Meleke 1 Aralık 2010
  • Sor Meleke'ye / Kasım 2010

    1 Almanya Futbol Federasyonu’nun son 10 yılda alt yapıya ne kadar önem verdiğini görüyoruz. Bizde ise 20 sene önce Beşiktaş’ın alt yapı konusundaki başarısını bugün Beşiktaş da dahil hiç bir kulüp yakalayamıyor. Bunun nedeni nedir, neden alt yapıya gereken önem verilmiyor? Yared Özden – İstanbul Birkaç cümleyle cevaplanması zor bir soru ama...

    Uğur Meleke 1 Kasım 2010
  • Sor Meleke'ye / Ekim 2010

    Milli maçlarda sakatlanan futbolcular hakkında Karl Heinz Rummenigge FIFA’nın sigorta primlerini ödemesini talep etti. Ayrıca Hollanda Federasyonu’nu da Arjen Robben konusunda eleştirip milli takım doktorunu mahkemeye vereceklerini söyledi. Sizce kulüp takımları milli takımlardan daha mı önemli hale geliyor? Bayram Yılmaz – Eskişehir Milletler arası futbol aslında birkaç yıl önce yaralandı, şu anda...

    Uğur Meleke 1 Ekim 2010

Copyright © 1999 Meleke.com

Sor Meleke'ye / Ocak 2011
Sor Meleke'ye / Mart 2011