• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 25 Ocak 2023
    • beIN Manşet, 23 Ocak 2023
    • beIN Manşet, 17 Ocak 2023
    • beIN Manşet, 11 Ocak 2023
    • beIN Manşet, 9 Ocak 2023
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Goal Dergisi

Kral öldü, yaşasın yeni kral!

Kral öldü, yaşasın yeni kral!
Uğur Meleke
1 Eylül 2008

GOAL / GÜZEL OYUN / EYLÜL 2008

Ünlü filozof/yazar ve ünsüz kaleci Albert Camus’den 1950’lerde bir spor dergisine futbola dair bir şeyler karalaması istendiğinde yazdığı birkaç cümle bugün bizi futbola bağlayan en değerli şeylerdendir hâlâ: “Ahlâk ve insanın yükümlülükleri hakkında güvenebileceğim ne biliyorsam onu futbola borçluyum. Din adamları ve politikacılar, aklımızı karışık ahlâki sistemlerle bulandırmaya çalışır, böylece aslında basit olan şeyler olduğundan daha komplike görünür. İnsanlar, politikacılar ve filozofların sözleri yerine futbolun basit ahlâkına bakmakla daha iyi edebilirler”

Editör arkadaşım Ali (Deniz) benden Dünya Kupası eleme gruplarıyla ilgili yazı istediğinde ilk aklıma gelen şeydi 6 Eylül’deki Ermenistan maçı… Bizim için bu Dünya Kupası kurasında Ermenistan’la eşleşmek, futbolun basit ahlâkının, politikacıların karışık alanına sağlam bir müdahalesi gibi… Önce 2005’te oynadığımız olaylı İsviçre gününün izlerini hiç kırmızı kart görmediğimiz 12 eleme müsabakası ve Basel’deki maçla silme şansı bulduk, şimdi de dostça bir Ermenistan oyunuyla siyasilere ahlâka dair bir-iki şey söyleyecektir sporcularımız…

Zaten Dünya Kupası’nın çok güzel taraflarından biri de bu, hem kıta nezdinde, hem de kıtalar arası 200 ayrı ülkeyle eşleşme ihtimali… Bir önceki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan da altını çizmişti, yeryüzünde bu sayıda ulusu bir araya getirebilen tek şeyin Dünya Kupası olduğunu ve bu organizasyonu kıskandığını…

İkincilik yetmeyebilir
Euro 2008 kurasına ikinci torbadan dahil olmuştuk, birinci torbadan en şanslı kurayı (aslında bir üçüncü torba takımı olan ama son şampiyon olduğu için birinci torbaya giren Yunanistan’ı) çekmiştik ve Avrupa Şampiyonaları elemeleri tarihinde ilk kez ikinci olmak turnuvaya doğrudan bilet almak anlamına geliyordu. Doğrusu elemelerde pek bir sürpriz olmadı, 7 gruba ilk iki torbadan dağılan 14 takımın 13’ü İsviçre/Avusturya vizesini aldı. Bu 14’e dışarıdan dahil olabilen tek ülke İngiltere’nin saf dışı kalmasına neden olan Hırvatistan’dı. Bu kezse milli maç sayısını azaltma amacıyla grup sayısı fazlalaştırıldı, bu sefer 9 gruptan direkt kalifiye olabilmek için ikinciliğin yetmemesi, play-off oynanacak olması, üstelik de FIFA sıralamasındaki stabil olmayan yerimiz nedeniyle bu play-offta seri başı olamama ihtimalimiz gözümüzü korkutmuyor değil…

Üstelik bu kez kurada o kadar da şanslı değildik, birinci torbada dünya şampiyonu İtalya’nın ardından en yüksek katsayıya sahip İspanya’yı çekmiştik, hatta o gün için Avrupa Şampiyonu olacaklarını da bilmiyorduk tabii… Dolayısıyla birincilikten ziyada ikincilik için favori olduğumuz bir gruptayız ve bu açıdan üçüncü torbadan (en düşük katsayıya sahip) Belçika’yı çekmiş olmamız bir şans gibi görünüyor…

Tabii bu noktada bir de fikstür detayına değinmek gerek, Euro 2008 elemelerinde ilk üç cezalı maçımızın ikisini Malta ve Moldova ile oynamamız çok büyük bir şanstı, bu kez de Terim’in öncelikli isteği, İspanya ile oynanacak ilk maçın deplasmanda olması idi… Gerçekten de son 4 turnuvadır şanslı idik, Euro 2008 elemelerinde birinci torba temsilcisi Yunanistan ile ilk maçı deplasmanda oynadık, 2006’da hem birinci kâseden gelen Yunanistan’la, hem de üçten gelen Danimarka ile ikinci maçlarımız içeride idi… 2004 ve 2002 elemelerinde de birinci torba temsilcileri İngiltere ve İsveç’i ikinci maçlarda ağırladık İstanbul’da… Aslında 2010 elemelerinde de istediğimiz oldu, ilk maç İspanya’da… Ama İspanya ile oynanacak iki maçın 4 güne (28 Mart ve 1 Nisan 2009) sıkışması daha önemli bir detay oldu burada… Yani ilk maçın nerede olduğu detayı biraz önemsizleşti, grubun kaderi 4 günde belirlenecek aslında… Umarız ilkbaharda formda olur ay-yıldızlılarımız…

Defansif anlayış yara aldı
Dünya Kupası 2010 elemelerinde bizim grubumuzla birlikte Almanya-Rusyalı 4. grup ve Hırvatistan-İngiltereli altıncı grubun da çok eğlenceli geçmesi muhtemel ama Yunanistan-İsrail-İsviçre’nin başı çektiği 2. grupta bile sıkıcı bir futbol ve az skor beklemiyoruz artık… Zira Euro 2004’te kazandığı sıra dışı zaferle futbolun yönünü bir bilinmeze çeviren Otto Rehhagel bile muhtemelen bugünlerde ofansif futbolla dünyanın hayranlığını kazanan Terim ve Hiddink’in takımlarının kasetlerini izliyor!

1-0’la maç kazanma devri bitti, artık yeni trend futbol oynayıp, ofans yapıp, gol atıp gol yiyip, gerekirse geriden gelip maç kazanmak! Galiba “Kral Otto” öldü, öyleyse yaşasın yeni kral!

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Goal Dergisi
1 Eylül 2008
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Goal Dergisi İçerikleri

  • Cahill farklı baktı

    GOAL / GÜZEL OYUN / MART 2010 Futbol açısından çok güzel bir ay geçirdik. Evertonlu Cahill’in topuk pası, Seedorf’un son vuruşu, Raul Meireles-Falcao işbirliğiyle atılan akıl dolu frikik golü herhalde uzun süre unutamayacağımız karelerdi. Siz de sahada/saha dışında gördüğünüz ve güzel bulduğunuz her şeyi guzeloyun@meleke.com ya da www.meleke.com yoluyla bize ulaştırabilirsiniz. En...

    Uğur Meleke 1 Mart 2010
  • Tevez'in intikamı

    GOAL / GÜZEL OYUN / ŞUBAT 2010 İLK YARININ EN GÜZELLERİ Ferguson’un Tevez’e vermediği 25 milyon, herhalde 25 yıllık antrenörlük hayatında başını en çok ağrıtacak konu olacak. United’ı bırakıp “Citizen” olmayı seçen Tevez’in kırmızılardan intikamı Ocak’ta da devam etti. En güzel intikamcı Carlos Tevez (M.City) Hughes’un sezon başı tercihleri içinde yoktu Tevez…...

    Uğur Meleke 1 Şubat 2010
  • Fuchs’tan üçüncü füze

    GOAL / GÜZEL OYUN / OCAK 2010 Sadece 23 yaşında, Bundesliga’daki yalnızca ikinci sezonunda boyundan büyük işler yapıyor Fuchs… Bu sezonki üçüncü frikik golüyle bu işleri yapmaya devam edeceğinin de sinyallerini verdi   En güzel gol Christian Fuchs (Hannover-Bochum) Euro 2008’de kendini çok fazla gösterme şansı bulamayan Fuchs, bu yıl Bochum’da sorumluluk...

    Uğur Meleke 1 Ocak 2010
  • Kehanet değil matematik

    MİNİ GÖRÜŞ / AKŞAM GAZETESİ 1) Denizli’nin sırrı nedir? Hatalarından ders çıkarabilmesidir. Beşiktaş’ta değişen tek şey kimsenin olmadığı birşey olmaya zorlanmaması, herkesin kendi pozisyonunda oynamaya başlamasıdır. 17 Ekim’deki Kasımpaşa maçına kadar Nihat’ı tek santrfor, Bobo’yu veya Yusuf’u sol açıkta kullanmakta ısrar etmişti. O günden sonraki 9 maçın 7’sinde Bobo’yu santrfor kullandı, Yusuf’u...

    Uğur Meleke 1 Aralık 2009
  • Futbola "wild card"

    GOAL / GÜZEL OYUN / ARALIK 2009 İlk kez Almanya’daki Dünya Kupası’na gidemediğimizde düşünmüştüm bu konuyu… Sizce 2006 Dünya Kupası öncesi turnuvaya olan ilginin artması için Türkiye’ye bir ‘wild card’ verilse iyi olmaz mıydı? O turnuvada 20 Haziran 2006’da oynanan Trinidad Tobago-Paraguay maçı çok kritik bir değer taşısa ve Almanya’da yaşayan bütün...

    Uğur Meleke 1 Aralık 2009
  • Benitez ders verdi

    GOAL / GÜZEL OYUN / KASIM 2009 Herkes Sunderland’in balon katkılı golündeki kural hatasına odaklanmışken, Rafael Benitez’in takımının iyi oynamadığını ve bu yüzden kaybettiklerini itiraf etmesi derslikti. Kasım ayı içinde Benitez gibi gözünüze çarpan güzelleri, aşağıdaki yorum aparatını kullanarak bana iletebilirsiniz… En güzel laf Rafael Benitez 17 Ekim’de “Stadium of Light”ta oynanan...

    Uğur Meleke 1 Kasım 2009
  • Güzeller güzeli Giggs

    GOAL / GÜZEL OYUN / EKİM 2009 Luis Suarez sezonu çok güzel açtı, Azaouagh’ın golleri şahaneydi. Ama ayın en güzeli United’ın yıllanmış şarabı Ryan Giggs’ti… Galli yaşayan efsane, City önünde bir Premier Lig klasiğine imza attı, izleyenlere “keşke 5 yıl daha oynasa” dedirtti… Siz de her ne olursa olsun, gol-pas-laf ya da...

    Uğur Meleke 1 Ekim 2009
  • Bir kez daha Andre Santos!

    GOAL / GÜZEL OYUN / EYLÜL 2009 TRANSFER DÖNEMİ ÖZEL Bu köşenin düzenli okuyucuları hatırlarlar, Temmuz sayısındaki “Konfederasyonlar Kupası özel” yazısında özel bir yeri vardı Andre Santos’un. İki ay sonra aynı adamın hem de Türkiye Ligi konulu bir yazıya tekrar mevzu olması, transferlerin en güzeli oldu bu köşe için… En güzel transfer...

    Uğur Meleke 1 Eylül 2009

Copyright © 1999 Meleke.com

Kadro mühendisliği
Lincoln mahkemeye mi gitmeli?