• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 29 Mart 2023
    • beIN Manşet, 23 Mart 2023
    • beIN Manşet, 15 Mart 2023
    • beIN Manşet, 13 Mart 2023
    • beIN Manşet, 8 Mart 2023
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Görüş

Kobe mi, LeBron mu?

Kobe mi, LeBron mu?
Uğur Meleke
1 Temmuz 2012

Kobe mi, LeBron mu?

LeBron

Sanılanın aksine öyle büyük bir spor romantiği değilim, bu yılki Manchester City’yi de iki yıllık Heat’i de zevkle izliyorum ve destekliyorum. İyi oyuncuların bir araya gelmesinde büyük bir sakınca görmüyorum, LeBron’un da Amerika’da reyting rekoru kıran karar anını (D-Day’i) canlı izlemiştim. Miami’yi tercih edip Bosh ve Wade’in yanına gitmesine de sevinmiştim doğrusu. (Hatta daha sonra Steve Carroll’ın D-Day’i taklit ettiği ödül törenini de Los Angeles’ta canlı izleme şansı bulmuştum. Harikaydı)

Şu sıralarda Kobe’nin yüz topun seksenini kullanmasından da hoşnut olmadığım için oyum LeBron’a.

 

Premier League mi, La Liga mı?

Premier League

2000’lerin başında Premier League, büyükleri daha büyük/vasatları daha vasat olan, orta sınıfının zayıflığı nedeniyle bolca farklı skora sahne olan bir ligdi. Ve o zaman Ş.Ligi yarı finalinde 3 İngiliz olsa dahi, UEFA Kupası finalinde iki İspanyol takımı oynayabildiği için La Liga’yı daha eğlenceli kabul ederdik.

Şimdi roller değişti. İspanya, iki devli, 18 küçüklü bir lige sahip. Premier League’se sezon başında 6 şampiyonluk adayı olan daha dengeli bir turnuvaya dönüştü. Doğrusu Premier League’de Tottenham gibi, Arsenal  gibi takımların varlığı beni daha fazla eğlendiriyor. Eğer La Liga da Real’le Barcelona’nın yanına kendi Tottenham’ını kendi Arsenal’ini çıkarabilirse dünyanın tartışmasız en iyisi olur.

 

Kadınlı-çocuklu mu, seyircisiz maç mı?

Bir ihtimal daha var

Kadınlı-çocuklu uygulaması ilk başladığında bana da enteresan gelmişti ama zamanla yanıldığımı fark ettim. Kadınlı çocuklu bir grubun da erkekler kadar galiz küfredebildiğine canlı şahit olunca zaten bu uygulamanın inandırıcılığı kalmadı. Üstelik ayrımcı bir tavırdı. Baştan yanlış olduğunu göremedik.

Bence her iki uygulama da çağdışı. Stadyumun tümünü cezalandırmaktan vazgeçip aradan suçluları ayıklayabilecek yöntemlere geçiş yapmamız gerek. Statların acilen en modern kamera donanımına kavuşmasını sağlamak gerek.

 

Mehmet Topal mı, Nuri Şahin mi?

Mehmet Topal

Aslında çetrefilli bir konu. Benim görebildiğim kadarıyla (tabii ki ben yanılıyor olabilirim) Abdullah Avcı Nuri’yi Mehmet’in değil Emre’nin alternatifi olarak görüyor. Mehmet defansif güvence, Emre/Nuri ofansif silah gibi.

Bu detayı dikkate almadan kişisel bir tercih yapmam gerekirse şu dönemde reyimi Mehmet’ten yana kullanırım. Çünkü çok sevdiğim Nuri’de mental bir gerileme gözlemliyorum. Takım arkadaşları kadar formayı istemiyor, kendini aynadaki yıldız görüntüsüne fazla kaptırmış gibi. Bu düzeyde bir ulusal bir takımda oynamak istiyorsanız daha fazla istemeli, daha fazla zorlamalısınız.

 

Yüzme mi, atletizm mi?

Atletizm

Carl Lewis ve Mike Powell’ın 8,91 ve 8,95’le aynı yarışmada uzun atlama dünya rekorunu iki kez kırışlarını televizyondan canlı izleyen şanslı insanlardan biriyim. Aynı şekilde Lewis’in 100 metrede kırdığı dünya rekorunun dopingli Ben Johnson tarafından elinden alınışı veya aynı mesafede Usain Bolt’un 9,58’ini de… 200’de Michael Johnson’ın unutulmaz uçuşu ve Bolt’un o uçuşu unutturuşunu da… Yeni teknolojilerle rekorları her yıl el değiştiren yüzmenin hangi yarışını böyle hatırlayacağız ki Allah aşkına?

Recep Niyaz mı, Muhammed mi?

Recep Niyaz

İkisi de henüz 17’sinde olduğu için et mi balık mı olduklarının henüz netleşmediğini düşünüyorum. Bence önümüzdeki bir-iki yılda gösterecekleri fiziksel/mental gelişim kaderlerini belirleyecek.

Bir de tabii her ikisi de (bizim altyapı milli takımlarımızın nerdeyse tamamında olduğu gibi) Ocak doğumlu! Ne hikmetse birisi 1 Ocak, diğeri 3 Ocak’ta doğmuşlar. Bu nüfus kağıdı kargaşası, bir oyuncuyu 11 ay büyük olduğu ve fizikman üstün olduğu diğerinden fazla avantajlı gösterebiliyor. Muhammed sanki kemik gelişimi itibariyle daha olmuş gibi. Recep Niyaz biraz daha yaşının görüntüsünde. Sanki o yüzden ufak bir avantajı var.

Related ItemsAltan TanrıkuluSportsGalaxy
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Görüş
1 Temmuz 2012
Uğur Meleke

Related ItemsAltan TanrıkuluSportsGalaxy

Diğer Görüş İçerikleri

  • Devamı
    Derbiden taşan 6 ders

    Hakem penaltıyı verdi-vermedi, golde ofsayt vardı-yoktu tozu dumanı geçtikten sonra derbiden geriye ne kalıyor sahi? Pereira, Hamzaoğlu,...

    Uğur Meleke 28 Ekim 2015
  • Devamı
    10 numara, Oğuzhan mı Yunus mu olur?

    Beşiktaş kadrosunun bu yıla özgü önemli bir avantajı, çok sayıda oyuncusunun Euro 2016’nın kıyısında olması. Ersan, İsmail,...

    Uğur Meleke 21 Ekim 2015
  • Devamı
    Fransa 2016 için 7 umut

    Bundan tam 1 yıl önce, 13 Ekim 2014’te ilk 3 eleme maçından 1 puan çıkarabilmiş ve Fransa’2016’yı...

    Uğur Meleke 13 Ekim 2015
  • Devamı
    Golleri alanlar değil, adamlar atıyor

    Pereira’nın, Van Persie’yi Akhisar maçında kazanma şansı varken kazanmaması önemli bir kayıp. Maçların ardından yanlışlarını gayet güzel...

    Uğur Meleke 8 Ekim 2015
  • Devamı
    Bazen olmadığında olmuştur!

      Lucas Leiva, Beşiktaş’a gelseydi ilk 11’de oynabilir miydi? Burak Yılmaz, West Ham’a gitseydi Galatasaray önde sıkıntı...

    Uğur Meleke 1 Ekim 2015
  • Devamı
    Halefler:3 Selefler:1

    Türk futbolunda geride kalan haftaya halef-selef senaryoları damga vurdu: Maaşını G.Saray’ın ödediği Dzemaili Genoa’da ilk 11 oynarken,...

    Uğur Meleke 24 Eylül 2015
  • Devamı
    7 isimle hafta sonu

    Beşiktaş’ın Dzsudzsak yerine Quaresma tercihi, herhalde yıllarca tartışacağı bir detay olacak. Ama Güneş, Picassovari dokunuşlarıyla bu tercihi...

    Uğur Meleke 17 Eylül 2015
  • Devamı
    Terim çok başarılı, çok da şanslı

    Fatih Terim’in Türk futbolundaki müstesna yeri, büyük başarıları başlı başına koca bir kitap konusu. Ama o kitabın...

    Uğur Meleke 10 Eylül 2015

Copyright © 1999 Meleke.com

Elmander mi, Almeida mı?
Emirates'te Özyakup