GOAL / GÜZEL OYUN / AĞUSTOS 2008
Geçtiğimiz sezon 38 Premier Lig, 19 da kupa maçı oynayan Manchester United’ın kadrosunda sadece 3 santrfor olmasını nasıl açıklayabiliriz? Yıllık birkaç yüz milyon euro geliri olan bir kulüp, pekâlâ Rooney, Tevez ve Saha’nın yanına dördüncü bir santrfor ekleyebilirdi değil mi?
Solskjaer futbolu bırakmıştı, Dong sadece Çin futboluna teşvik amacıyla listede bulunuyordu… Ferguson hiç olmazsa, Antwerp’deki kiralık sezonunu 21 golle geçirmiş “Süper Campbell”ı dördüncü santrfor olarak kadroda tutabilirdi.
Ama tutmadı. Zira Sir Alex, bütün maçlarda iki santrforla oynamayı düşünmüyordu, müsabakaların önemli bir bölümünü ileride sadece Rooney’yi (hatta bazen sadece Tevez’i) kullanarak geçirecekti. Bütün bir sezon boyunca hiç şans bulamayacak bir oyuncuyu kulübede (hatta çoğunlukla tribünde) oturtmanın kimseye bir faydası olmayacağının farkındaydı.
Frazier Campbell’ı Championship takımı Hull’a kiraladı, 21 yaşındaki genç oyuncu orada da harika bir sezon geçirdi ve kendini bir kademe daha geliştirdi. M.United sadece 3 santrforla sezonu hem Premier Lig şampiyonu, hem de Şampiyonlar Ligi şampiyonu olarak tamamladı. Rooney’nin sakat olduğu dönemde onun yerini Saha’yla doldurarak, üç santrforunun da sezon boyunca en az 20’şer maç oynamasını sağladı.
Herhalde bunun adı, “kadro mühendisliği” olsa gerek…
Aragones-Güiza
Fenerbahçe’nin yeni teknik direktörü Aragones’in de, Avusturya/İsviçre’ye giderken yalnızca 3 santrforu vardı elinde: Villa, Torres ve Güiza… O da hazırlık maçlarında İspanya’yı tek santrfor oynatıyordu ve turnuvada da İspanya milli takımının sahada kaldığı 570 dakikanın 281’ini (yani yaklaşık yarısını) tek santrforla geçirdi. Bu anlayışla oynaması neredeyse imkânsız olan 4’üncü bir santrforu kadroda bulundurmanın bir anlamı yoktu, o da Raul’u veya Krkic’i İsviçre’ye götürmedi zaten…
Aragones de, bu yazı kaleme alındığı sırada, Fenerbahçe’de benzer bir problemle karşı karşıya… Kadrosunda sadece santrfor pozisyonunda oynayabilecek 4 oyuncusu (hatta 4 gol kralı) var: Kezman, Semih, Güiza ve İlhan Parlak… Eğer Aragones, hazırlık maçlarının önemli bir bölümünde olduğu gibi Fenerbahçe’yi ligde de tek hedef santrforla oynatmayı düşünüyorsa (veya yalnızca kısıtlı sayıda maçta/belli bölümlerde 2 hedef santrfor kullanacaksa) kadrodaki santrfor sayısı fazla gözüküyor ve kulübelerde uzun süreler geçirecek olanın sıkıntı yaşayacağı/geriye gideceği kesin…
Zapotocny-Sivok-Seric
Beşiktaş’ın da yeni sezon öncesi Toraman-Üzülmez kavgası ve Gökhan Zan kontratı sıkıntılarıyla sarsılması ve defansa yaptığı Zapotocny-Sivok-Seric takviyesinin sonuçları merak konusu…
Beşiktaş’ın hazırlık maçlarında gözüken, Ertuğrul Sağlam, savunma dörtlüsünü Serdar Kurtuluş-Sivok-Zapotocny-Seric olarak kurmayı düşünüyor. Sivok, geçtiğimiz sezonun neredeyse tamamını orta sahada oynayarak geçirmiş bir oyuncu. Zapotocny de Udinese’de üçlü savunmanın sağ tarafını savunmuş. Dolayısıyla bu ikilinin savunma göbeğinde ciddi bir alışma süresi geçirecekleri âşikar…
Tabii bir de Türkiye’deki 6+2 yabancı sınırlaması gerçeği var. Sağlam, 6 yabancı biletinin üçünü savunmada kullanırsa, geriye ilk on bir için sadece 3 yabancı kontenjanı kalıyor. Delgado’ya kaptanlık pazubantı verildiğine göre, Arjantinli’nin yeri garanti.. Beşiktaş, bu durumda Tello-Cisse-Holosko ve Bobo’dan sadece ikisini oynatabilecek…
Sanırım, Sağlam’ın ilk on birde düşünmediği isimler, Uğur İnceman ve Nobre’den alacağı verime göre Bobo ve Cisse olacak… Üçüncü adaysa, arzusu eksilip kilosu artmış gözüken Tello…
Skibbe ve Kewell
Galatasaray’ın yeni Alman hocası Skibbe ise, muhtemelen ilk iki hazırlık maçında savunmanın göbeğinde Mehmet Güven, Barış, Murat ve Sinan’ın oynayacağı beklentisiyle İstanbul’a gelmemişti! Bu yazı kaleme alındığı sırada, sarı-kırmızılıların yalnızca üç stoperi var (Servet, Emre Güngör ve Emre Aşık) ve üç milli oyuncu da Avrupa Şampiyonası’ndan hasarlı döndükleri için tedavi süreci yaşadılar/yaşıyorlar… Galatasaray’ın böyle problemli bir bölgede Song’dan faydalanmayı düşünmemesi ve (kadroya hemen uyum sağlayabilecek yeni bir yabancı stoper, mesela Meira katılmazsa) muhtemel bir-iki sakatlıkta Emre Aşık’ı oynatmak zorunda kalacak olması düşündürücü…
Şampiyon Galatasaray’ın rakiplerine göre en önemli avantajı ise, kusursuz altyapı düzeni… Skibbe hangi mevkide eksik yaşarsa, PAF takımı hocasına bir telefon açması yetecek, çünkü A takımdaki harika 87-88 jenerasyonuna, gayet iyi 89’lular ve 90’lılar eklenmek için sıra bekliyorlar…
A takımdaki 23 yaş altı harika oyuncular arasında Arda, Aydın ve yeni transfer Ferdi gibilerinin olması, son iki sezonu sakatlıklarla boğuşarak geçiren Kewell’ı forma yarışında zorlayabilir. Fakat Lincoln’ün isteksizliğinin sürmesi, Türkiye’de bir yılı tamamlamasına rağmen hâlâ sertlik mazeretlerine başvurması Kewell’a o mevkide de şans doğurabilir. Lokomotiv karşısında oynadığı ilk 45 dakikada daha istekli gözüken Kewell’ın sağlıklı olması halinde forma şansı Lincoln’den fazla gibi gözüküyor…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS