GOAL / GÜZEL OYUN / ŞUBAT 2009
Bundan böyle “Güzel Oyun”da her ayın güzellerini seçeceğiz hep birlikte… Güzel oyun, güzel oyuncu, güzel maç, güzel hareket, güzel laf, güzel gol, aklınıza hangi güzel gelirse, o ay içinde dikkatinizi hangi güzel çekerse paylaşabilirsiniz bizimle…
Bu ay ilk yarının güzelleriyle başladık, önümüzdeki sayıdan itibaren her ay, o ayın güzelleriyle devam edeceğiz… Sizin güzellerinizi ulaştırabileceğiniz e-mail adresi yukarıda yazılı… Hepinize güzel bir ay dileğiyle…
Güzel maç
B.Münih-Hoffenheim
Zaten Hoffenheim her şeyiyle çok güzel takım, çok güzel hikâye… Takımın eski bir futbolcusu olan Dietmar Hopp’un yıllar sonra kulübüne yatırım yapması, amatör ligde oynayan Hoffenheim’ı 1. Bundesliga’nın şampiyonluk yarışçılarından biri haline getirmesi… Ama bütün bu güzel öyküden ortaya böyle güzel bir maç, bu denli kaliteli bir müsabaka çıkması, başlı başına yeni bir hikaye oldu futbolseverler için…
1.Bundesliga’nın 16’ncı haftasına ilk iki sırada giren Bayern Münih’le Hoffenheim’ın mücadelesinin belki kıran kırana bir maç olacağını herkes bekliyordu, ama Allianz Arena’daki olağan üstü oyun, misafir ekibin lige heyecan katmaktan daha fazlasına muktedir olduğunu gösterdi.
5 Aralık 2008’de oynanan ve 1-0 mağlup durumdaki Bayern Münih’in son dakikada Luca Toni’nin ayağından kazandığı golle 2-1 galip bitirdiği maç, Alman Ligi tarihinin unutulmazları arasındaki yerini de aldı. Bizce ilk yarının en güzel maçı ödülünü de, 26 Ekim’deki 4-4’lük Villarreal-A.Madrid müsabakasını burun farkıyla geçerek kazandı…
Güzel takım
Barcelona
Esasında oyuncu kadrosu ve yıldız potansiyelleri itibariyle başarıya ulaşmak için her türlü enstrümana sahip olan Barcelona, bu sezon eksik parçasını, “huzur”u tesis ederek ilk yarının en güzel takımı olmayı açık ara hak etti.
İspanya Ligi’nin ilk yarısında birtakım rekorları kıran, birtakım rekorları da ciddi biçimde tehdit eden 50 puan ve 59 golden bahsetmiyorum sadece; Barcelona bu sezon aynı zamanda Messi’nin, Eto’o’nun, Iniesta’nın ve hatta Henry’nin yüzlerinin en çok güldüğü 4-5 ayı izletti bizlere.
İlk yarıda tam 7 maçı 4’ten fazla golle, 11 maçı birden fazla farkla kazandılar. 3 oyuncu birden sadece 19 maçta çift haneli skorlara ulaşmayı başardı. Son 17 maçta 16 galibiyet ve 1 beraberlikle oynadıkları da hesaba katılırsa, bu saatten sonra Barcelona’nın sezonun en güzel takımı olmasına tek engel huzurlarını kaybetmeleri olabilir.
Guardiola’yla gelen “huzur”… İşte bütün ihtiyacı buydu Barcelona’nın…
Güzel oyuncu
Rory Delap (Stoke City)
Esasında ilk yarının en iyi on birlerini yapsanız, altın on bir, gümüş on bir, bronz on bir, bakır on bir, alüminyum on bire filan bile girebilecek olağan üstü bir performansı yok, 32 yaşındaki emektar kanat oyuncusu Rory Delap’in… Ama Stoke City’nin İrlandalı sağ beki öyle güzel taçlar attı ki ilk devre boyunca, bize 2008-2009 ilk yarısında ondan güzel gözüken oyuncu olmadı…
Stoke’un Premier Lig’deki ilk 13 golünün 7’sinin asisti ondan geldi… İlk yarı boyunca tam 6 defa taç atışından gol pası verdi! Arsenal’i yıkan 2 golün de pasını Fuller ve Olofinjana’ya elleriyle ikram etti!
Evet, Avrupa liglerinin ilk devrelerinde Messi de muhteşemdi, Ibisevic, Pato veya Del Piero da harikalardı; ama Delap’in güzelliği başkaydı bu ilk 5 ayda…
Güzel hareket
Kuga (B.Dortmund)
13 Eylül’de Commerzbank Arena’da oynanan B.Dortmund-Schalke maçının ikinci yarısında ceza alanı içinde kendisine yapılan sağlam bir müdahaleyle, daha doğrusu ciddi bir itmeyle yere düşmesine rağmen penaltı kazanmak için vakit kaybetmeyen ve iterek düşen rakibinden önce ayağa kalkıp Subotic’e gol pasını veren Blaszczykowski (bilinen adıyla Kuga), ilk yarının en güzel hareketi ödülünün de sahibi…
Güzel hakem
Rob Styles
27 Eylül’de Old Trafford’da Manchester United’la Bolton arasındaki maçı yöneten ve yaptığı ciddi hatayı fark ettikten sonra Wandererslılardan özür dileyen İngiliz Rob Styles, bizce ilk yarının en güzel hakemi…
Bolton Wanderers deplasmanda 1-0 mağlupken, Jlloyd Samuel’in Cristiano Ronaldo’yu düşürdüğünü düşünüp bir penaltıya hükmeden Rob Styles, maçtan sonra televizyon görüntülerinden yanıldığını fark edince, Bolton kulübünden, menajerinden, oyuncularından özür dilemişti.
Olaydan sonra Sir Alex Ferguson, Styles’ı bu davranışı yapabilecek kadar büyük karakterli bir adam olarak tanımladı… İngiliz MHK’sı PGMOL da, genel uygulamasının aksine Styles’ı 1 hafta bile dinlendirmeden görevlendirmeyi sürdürerek hakeminin özrünü takdirle karşıladığını gösterdi…
Güzel teknik adam
Zico
Herkes onun Fenerbahçe’den Özbekistan’a gitmesini yadırgamıştı, zaten o da CSKA Moskova’ya dönerek kendi kalibresine uygun bir hamle yaptı. Ancak kısa süre çalıştığı Özbekistan’da bile mütevazı davranışlarıyla çok güzel izler bıraktı.
Ligin son 8 maçında devraldığı Bunyodkor’a 8’de 8 yaptırarak şampiyonluğu getiren Zico, basın toplantısında tebrikleri kabul ederken eski hoca Kasımov’u da unutmadı ve şu güzel cümlelerle ilk yarının en güzel teknik adamı ödülünü hak etti: “Şimdi Özbek Milli Takımı’nı çalıştıran Mirjalol (Kasımov) çok iyi bir orta saha oyuncusuydu ve gol paslarıyla tanınırdı. Bunyodkor’u da bu noktaya kadar getirdi, bana al da at dercesine asisti yaptı, ben de bu pası değerlendirdim”…
Güzel rakam
12 (Gignac/Toulouse)
23 yaşındaki genç Fransız Andre-Pierre Gignac, Ligue 1’in ilk yarısında 19 maçta 19 gol atabilen Toulouse’un 12 sayısını tek başına kaydetti. Gignac’ın skor yaptığı 8 maçta 6 galibiyet 2 beraberlik alan Toulouse’un ilk yarıda 1 golden fazla atan başka oyuncusu yoktu.
Domenech’in bu ay içinde Arjantin’le oynanacak hazırlık maçı kadrosunda Gignac’a yer vermesi bekleniyor…
14 (Di Vaio/Bologna)
İtalyan Marco Di Vaio’nun kulübünün 22 sayısının 14’ünü kaydetmesi de Gignac kadar etkileyici… Ama gerek Bologna’nın Serie A’daki zayıf pozisyonu, gerekse Gignac’ın çok genç yaşında takımı için bu denli önemli bir oyuncu olması, Di Vaio’yu ikinci sıraya itti.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS