• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 23 Mart 2023
    • beIN Manşet, 15 Mart 2023
    • beIN Manşet, 13 Mart 2023
    • beIN Manşet, 8 Mart 2023
    • beIN Manşet, 27 Şubat 2023
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Görüş

Elmander mi, Almeida mı?

Elmander mi, Almeida mı?
Uğur Meleke
1 Haziran 2012

Elmander mi, Almeida mı?

 

Almeida’yla Elmander kıyası, bence ancak orijinal Iphone ile Çinli taklidinin kıyası düzeyinde kalır! Almeida iyi bir son vuruşçu, özellikle de iyi bir kafa şutörü. Elmander’se komple bir futbolcu. Sadece iyi bir santrfor değil, aynı zamanda iyi bir orta saha oyuncusu. İsveçli oyuncu, bu sene Galatasaray’ı 4-5-2 oynatan adam. Bence eşi benzeri az olan bir “defansif santrfor” tipi. Belki dünyanın en yetenekli oyuncularından biri değil. Ama bence dünyanın en yüreklilerinden.

 

Federer mi, Nadal mı?

“Onu yenebilmek için her şeyi denedim” dedi Federer… “Evet, bu kort benim için en iyisiydi ama rakip de en kötüsüydü”…

“Wimbledon’da oynamayı hayal edebiliyordum” diye devam etti Nadal… “Ama kazanmayı doğrusu hayal bile etmemiştim. Merkez Kort’ta bu kupayı kaldırmam harika bir şey. Ama dünyanın en iyi tenisçisi hâlâ orada duruyor. O, bunu 5 kez üst üste başardı…”

Sadece devrin değil tüm zamanların en büyük tenisçilerinden ikisi. Aynı anda oynamaları, defalarca karşı karşıya gelmeleri, biz sporseverlere Allah’ın bir lütfu. Temmuz 2008’de birbirleri için söyledikleri bu sözlerden sonra FedEx’le Rafa’yı hep bir büyük kahramanın iki eşit kolu olarak göreceğim…

 

Cristian mı, Emre mi?

İki sene önce, hatta sadece 9 ay önce Altan Tanrıkulu beni arayacak ve “Cristian mı Emre mi?” diye soracak deseler herhalde gülerdim! Çünkü iki oyuncu arasında dağlar, ovalar, tepeler, vadiler, on binlerce kilometre de otoyol fark vardı benim için…

Ama Altan dün bu soruyu yönelttiğinde düşündüm doğrusu… Belki hâlâ Cristian’ın Emre’ye futbol olarak ulaşması için mesafe kat etmesi gerek. Ama bir yılda gittiği yola bakılırsa hiç şüphesiz Cristian, Süper Lig’in “en çok gelişim gösteren oyuncusu”… Ama hâlâ Emre düzeyinde değil.

 

NBA mi, Euroleague mi?

Bir arkadaşımla sinemaya gidiyorum, bir Fransız filmi izliyorum… Arkadaşım film sonrası değerlendirmeler yapıyor: “Kurgu harikaydı. Kast süper. Işıklar olağanüstü. Sinematografi göz alıcı”

Dayanamayıp yanıt veriyorum: “Tamam da, film kötü!”

Bence Euroleague, Avrupa sineması gibi. Çok iyi kurgulanıyor, çok kafa yoruluyor, çok iyi savunma yapılıyor, ama ben iyi basketbolu ve şovu, Hollywood’da, yani NBA’de izliyorum.

 

Messi mi, Ronaldo mu?

Ben! Ben de Türkiye’deki diğer 35 milyon erkek gibi “bir zamanlar oynamıştım” ve fırsat verilseydi Messi’den iyi olacağımı düşünüyordum!

Şaka bir yana, ben de hâlâ Messi’nin bu gezegene ait olup olmadığından emin değilim ve Ronaldo’nun yalnızca bu gezegenin en iyisi olduğunu düşünüyorum. Dünyalı Ronaldo’nun Uzaylı Messi’ye göreyse bence iki önemli artısı var: Birincisi, orta mesafe şutlarında (Messi gibi sadece sol ayak içini değil) ayak üstünü çok etkili kullanması. İkincisi ise müthiş kafa hakimiyeti. Bu sezon Ronaldo’nun Messi’den daha efektif olmasında da bu iki özelliğinin çok büyük payı var zaten…

 

Mourinho mu, Mancini mi?

Mancini bu yıl çok büyük bir iş başardı, eklektik bir takımla gerçek bir takımı (United’ı) hem de iki kez yenip şampiyon oldu… Ama Mourinho zaten bu işleri bir kez değil, iki kez değil, üç kez yaptı. Chelsea 2004’te şampiyon olduğunda durumu aşağı yukarı City gibiydi. Milito, Eto’o, Motta, Stankoviç gibi adamlarla Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmuş olması bir değil iki City şampiyonluğu eder. Üstüne bir de ilk on birinden yedisi (Carvalho, Alonso, Khedira, Di Maria, Mesut, Benzema, Ronaldo) iki yıllık olan futbolcularla kazandığı La Liga zaferi var.

Ama iki hocanın yalnızca bu yılki performanslarını kıyaslıyorsak bence Mancini’nin toplama takımıyla başardığı daha büyük bir iş.

 

Alex mi, Burak mı?

Alex’le Burak’ı futbolcu olarak kıyas etmek imkansız, çünkü Burak’ın Alex’le aynı cümlede kullanılabilmesi için son 2 yıl performansından en az bir 5-6 tane daha üretmesi gerek. Ama iki oyuncunun son iki sezon performansını kıyaslarsak Burak’ı pekâlâ Alex’le birlikte anmak mümkün.

Son iki yılda Alex’e yardım eden oyuncu kalitesinin, Burak’ın üstünde olduğunu düşünüyorum. Yani Burak’ın iki sezonda yaptığı 50+ gol performansı kesinlikle saygıdeğer. Ama Alex Türkiye’de hep gol atmaktan fazlasını yaptı. Gol attırmaktan da fazlasını yaptı. Alex hep gol atmaktan, attırmaktan bir adım öndeydi Türkiye’de. O yüzden Alex’i geçmek için istatistik yetmez diye düşünüyorum ben. Alex’i geçmek için çok daha fazlası gerek.

Related ItemsAltan TanrıkuluSportsGalaxy
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Görüş
1 Haziran 2012
Uğur Meleke

Related ItemsAltan TanrıkuluSportsGalaxy

Diğer Görüş İçerikleri

  • Devamı
    Derbiden taşan 6 ders

    Hakem penaltıyı verdi-vermedi, golde ofsayt vardı-yoktu tozu dumanı geçtikten sonra derbiden geriye ne kalıyor sahi? Pereira, Hamzaoğlu,...

    Uğur Meleke 28 Ekim 2015
  • Devamı
    10 numara, Oğuzhan mı Yunus mu olur?

    Beşiktaş kadrosunun bu yıla özgü önemli bir avantajı, çok sayıda oyuncusunun Euro 2016’nın kıyısında olması. Ersan, İsmail,...

    Uğur Meleke 21 Ekim 2015
  • Devamı
    Fransa 2016 için 7 umut

    Bundan tam 1 yıl önce, 13 Ekim 2014’te ilk 3 eleme maçından 1 puan çıkarabilmiş ve Fransa’2016’yı...

    Uğur Meleke 13 Ekim 2015
  • Devamı
    Golleri alanlar değil, adamlar atıyor

    Pereira’nın, Van Persie’yi Akhisar maçında kazanma şansı varken kazanmaması önemli bir kayıp. Maçların ardından yanlışlarını gayet güzel...

    Uğur Meleke 8 Ekim 2015
  • Devamı
    Bazen olmadığında olmuştur!

      Lucas Leiva, Beşiktaş’a gelseydi ilk 11’de oynabilir miydi? Burak Yılmaz, West Ham’a gitseydi Galatasaray önde sıkıntı...

    Uğur Meleke 1 Ekim 2015
  • Devamı
    Halefler:3 Selefler:1

    Türk futbolunda geride kalan haftaya halef-selef senaryoları damga vurdu: Maaşını G.Saray’ın ödediği Dzemaili Genoa’da ilk 11 oynarken,...

    Uğur Meleke 24 Eylül 2015
  • Devamı
    7 isimle hafta sonu

    Beşiktaş’ın Dzsudzsak yerine Quaresma tercihi, herhalde yıllarca tartışacağı bir detay olacak. Ama Güneş, Picassovari dokunuşlarıyla bu tercihi...

    Uğur Meleke 17 Eylül 2015
  • Devamı
    Terim çok başarılı, çok da şanslı

    Fatih Terim’in Türk futbolundaki müstesna yeri, büyük başarıları başlı başına koca bir kitap konusu. Ama o kitabın...

    Uğur Meleke 10 Eylül 2015

Copyright © 1999 Meleke.com

Altay Başkanı Hızlıok’un sözlerinin altına imzamı atıyorum, sadece tek bir itirazım var…
Kobe mi, LeBron mu?