GOAL / GÜZEL OYUN / ARALIK 2008
Arsenal’in Kadıköy’de Fenerbahçe’ye attığı ilk gole dikkat ettiniz mi? Top ayaktan çıktığı anda ofsayt pozisyonunda olan, hatta topun olduğu bölgede bulunan ve dahi topun üstünden atlayan Theo Walcott için bayrak kalkmadı. Çünkü kuralın yeni şekli yardımcı hakeme, bayrak kaldırmadan önce oyuncunun topla oynamasını beklemesini söylüyor…
Benzer bir gol de, Süper Lig’de Beşiktaş-Kocaelispor müsabakasında Holosko’nun ayağından geldi. Neyse ki her iki pozsiyonda da yardımcı hakemler kusursuz doğruyu bulmayı başardılar.
Ama gerçek şu ki, hakemler her maçta en az birkaç tane yanlış ofsayt kararı veriyor ve evet göz denen bu kusursuz organın bir çiftinin ofsaytı her seferinde doğru tespit etmesi tıbben mümkün değil. Platini’nin dediği gibi, artık futbolu yönetmeye daha fazla çift göz gerek.
İlk defa 1866’da ortaya atılan ve 1925 yılında son şeklini alan ofsayt kuralı, futbolun kuşkusuz en zor işlerinden biri. Yanlış bayraklar, her zaman hakem hatası olarak değerlendirilmekle beraber, doğru karar, gözün fizyolojisi açısından ne kadar muhtemel, bu tartışılır…
Ofsayt tespiti için hakemin görme alanında, aynı anda, en az beş hareket eden cisim (hücum yapan takımdan iki kişi, defans yapan takımın son iki oyuncusu ve top) olmalıdır. Hatta bazı pozisyonlarda hücum yapan takımdan takip edilmesi gereken kişi sayısı ikiden de fazla olabiliyor. Bu basit bilgi bile, gözün kapasitesi göz önüne alındığında birçok kararın tartışmalı olmasını açıklayabilir.
Dr. Gönenç Kocabay’ın 2004’te Maruenda BMJ’de yayınlanan makalesinde bu konu çok detaylı biçimde ele alınmış…
Göz, cisimlere odaklanır ve görme alanı içinde kalmasını sağlar. Bunu, sakkadik, sabit takip, denge ve bağlama hareketleri ile akomodasyon yeteneği sayesinde başarır. Ofsayt kararı için, göz, aynı anda hareket eden en az beş cismi ve bunların birbirine göre pozisyonunu saptamak zorunda. Öncelikle eğer, bu cisimler görme alanında değilse, ofsayt kararı zaten verilemez.
Hakemler, cisimlerin yerlerini tespit için, başlarını kaldırdığı zaman gözlerinin sakkadik hareketleri (her iki gözün beraber yaptığı, hızlı, kısa hareketler olup, bir cismin yer değiştirmesi esnasında ve yazı okurken meydana gelen hareketler) başlar. Göz hareketlerinin ve akomodasyon (cismin retinada odaklanması için lenste olan değişimler) yeteneğinin toplamı, tüm cisimlerin tespiti için gereken zamanı gösterir. Dolayısıyla ofsayt kararında ön planda olan sakkadik hareket için gereken süre cismin uzaklığına bağlı olarak ortalama 200 milisaniye (ms)’dir. Akomodasyon için ise bu süre ortalama 360 ms olup, uzaktan yakına fikse oluyorsa 640 ms, yakından uzağa fikse oluyorsa 560 ms’dir. Hakeme göre altı metreden daha uzak bir kişi için, gözün yapacağı akomodasyon süresi daha fazladır. Bu da hata riskini artırır. Hakem için en iyi durum, topun ve tüm oyuncuların görme alanında olduğu anda verilen karardır. Bu durumda gözün akomodasyon yeteneğine bağlı kaybedeceği zaman olmayacaktır.
Futbolun 22 kişiyle oynandığı düşünüldüğünde bütün oyunculara odaklanmak için daha fazla zamana ihtiyaç vardır ve bu da hata riskini artırır. Futbolun çok hareketli bir spor olması ve futbolcuların birbirine göre durumları da bu kararı etkilediğine göre, insan gözünün bu noktada yetersiz kaldığını söylemek yanlış olmaz. Milisaniyelerin kıymetli olduğu bu ofsayt kuralı için, -hakem hatası olmaktan çok- bu kusursuz gözün bile yeterli tecrübeye sahip olmadığı kabul edilirse, futbolun geleceği daha sağlıklı olacak gibi.
İstanbul Tıp Fakültesi’nden Dr.Gönenç Kocabay, futbola bilgisayar desteği ya da atletizmde olduğu gibi fotofiniş düzeneği kurulmasını öneriyor. Fransız futbol adamı Platini ise, hakem sayısının artırılması tarafında. Bizce de futbola iki çizgi hakemi daha gerekiyor. Karar ne olursa olsun, su katılmamış gerçek, bir aciz organizmanın ofsaytı kusursuz tespit etmesinin imkansız olduğu…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS