GOAL / GÜZEL OYUN / EYLÜL 2009
TRANSFER DÖNEMİ ÖZEL
Bu köşenin düzenli okuyucuları hatırlarlar, Temmuz sayısındaki “Konfederasyonlar Kupası özel” yazısında özel bir yeri vardı Andre Santos’un. İki ay sonra aynı adamın hem de Türkiye Ligi konulu bir yazıya tekrar mevzu olması, transferlerin en güzeli oldu bu köşe için…
En güzel transfer
Andre Santos
Brezilya, Konfederasyonlar Kupası’ndaki ilk Mısır maçında inanılmaz savunma açıkları vermiş, Dunga sol bekteki alternatif adamı Andre Santos’a dönmek zorunda kalmıştı. O gün formayı bir kez alan Andre Santos, bir daha bırakmadı. Kupa boyunca sağ açıktaki Ramires’le birlikte sarı formayla en çok parlayan iki adamdan biri oldu. Brezilyalılar mutluydu çünkü kendi liglerinden iki oyuncu Avrupalı yıldızlarının arasına kusursuz monte olmuş, hatta şampiyon ekibe liderlik yapmışlardı.
Temmuz başlarında Andre Santos’u Milliyet’teki Transfer Rehberi’ne de koymayı düşünmüştüm, ama kulübünün 10 milyon euroya Roma’yla anlaştığı haberlerini okuyunca vazgeçmiştim. Böyle bir oyuncuyu bu sezon Turkcell Süper Lig’de izleyecek olmak gerçekten heyecan verici…
En ekonomik yıldız
Darius Vassell
Bir dünya yıldızının bir Anadolu takımına transfer olması için gereken hiçbir şartı sağlamıyor bu adam… Yaşlı değil, sadece 1980 doğumlu, yani en olgun çağlarında, 29’unda başkente gelmeyi seçti. Sakat değil, sarı-lacivertlilere tamamen sağlıklı olarak katıldı, Ankara TSYD maçlarında bile oynadı, ligin ilk maçında da sonradan oyuna girip elinden geleni yaptı. Tanınmamış bir Premier Lig oyuncusu değil, 2002-2004 arasında çoğu ilk 11’de olmak üzere 22 kez milli oldu. Bir dönem İngiliz futbolunun bir numaralı gol umuduydu.
Tamam geçen sezon M.City kulübesinin müdavimiydi ama bu, Ankaragücü’nde oynayamayacağı anlamına gelmiyor. Sadece 6 haneli bir sayıya Türkiye Ligi’nde orta sıralarda mücadele edecek bir takıma bu oyuncuyu almak, gerçekten başarılı bir iş…
En enteresan takas
Zapotocny-Ferrari;Cisse-Fink
Matteo Ferrari de Michael Fink de iyi oyuncular, tamam… Özellikle Ferrari, Beşiktaş’a tekrar Zago heyecanını yaşatmaya aday bir stoper… Ama geçen sezon 4,5 milyon euroya transfer ettiğiniz 25 yaşındaki Zapotocny’yi, maaşını bile ödemek koşuluyla zorla Bursaspor’a verip, bir o kadar daha para ödeyip Ferrari’yi almak akıl almaz bir takas… Ne Zapotocny geçen sene bu kadar kötüydü, ne de Ferrari toplamda 10 milyon euro daha harcamaya değecek bir dünya yıldızı…
Cisse-Fink takası da enteresan… Zaten Cisse’nin geçen sezon Ligue 1’i ikinci bitiren ve bu yıl Fransa’da antrenörler arasında yapılan bir ankete göre şampiyonluğun bir numaralı adayı olan Marsilya’ya gidişinden de anlaşılıyor bu…
Sırf Ernst’in vatandaşı diye Cisse’yi Fink’le değiştirmek enteresan. Ernst 58 kere milli olmuş, Fink 0… Ernst’in kariyeri Schalke ve W.Bremen gibi kulüplerde şampiyonluk kovalayarak geçmiş, Fink Bielefeld ve Frankfurt’ta kümede kalmaya uğraşmış. Fink’in geçen yılki partneri Inamoto idi! Ernst’le Fink’in sadece lisanları ortak…
Oysa Cisse’nin kariyeri İngiltere ve Fransa liglerinde geçmiş. Şampiyonlar Ligi finali oynamış. Geçen yıl da Ernst’in olağanüstü performansında Cisse’nin payı inkar edilemez.
Denizli’nin bu iki kararını çokça tartışacağız herhalde bu sezon…
En faydalı transfer
Hugo Broos
1986 Dünya Kupası’nın Schifo’lu Ceulemans’lı Gerets’li efsane Belçikasında da yetenekli ama mütevazı bir savunma oyuncusu olarak yer almış Broos… Antrenörlüğünde de tırnaklarıyla kazıyarak yükselmiş, önce 6 sezon çalıştığı Brugge’a 2 şampiyonluk, 3 Belçika Kupası kazandırmış. Sonra 2 yıllık Anderlecht döneminde bir birincilik, bir ikincilik almış. Mütevazı Genk’i de, Belçika Ligi’nde ikinci yapmayı ve Ş.Ligi ön elemelerine taşımayı başarmış. 4 kez de ülkesinde yılın antrenörü seçilmiş Broos…
Son derece kariyerli olmasına rağmen bir o kadar da mütevazı. Trabzon’a da çok hızlı uyum sağladı. Bu yılın en umulmadık çıkışını yapacağını düşünüyorum Broos’lu Trabzon’un…
En renkli transfer
Elano
Estonya-Brezilya maçında sambacıların bir kanadında Elano’yu bir kanadında Andre Santos’u izlemek gurur vericiydi gerçekten… Çok heyecan verici bir transfer Elano. Olağan üstü frikik atıyor, korner atıyor, penaltı atıyor. Kanatlarda ve ortada Galatasaray’a çok renk katacağı kesin…
Ama bir de enteresan hikayeleri var bu adamın… Brezilya Ligi’nde oynarken Lugano’ya sataşmış. Manchester City’de Mark Hughes’un başını yemeye çalışmış. Hz.İsa’nın atletleri arasında. Bazen o kadar ruhsuz ve sakin olabiliyor ki, taraftar forumlarında M.City’nin fair-play biletiyle UEFA Kupası’na gitmesi ona bağlanmış!
Harika bir sezon bekliyor bizi gerçekten…
En heyecan verici transfer sezonu
Galatasaray
Maddi imkânsızlık söylemlerini bir kenara bırakıyorum, Galatasaray’ın son iki yılda Baros, Kewell, Keita ve Elano’yu Süper Lig’e taşıması gerçekten heyecan verici. Üstelik bu 4 adamın üçü 30 yaşlarına hâlâ uzaklar. 4’te ikisi Premier Lig’den, ikisi Ligue 1’den geldiler. 4’te ikisi Şampiyonlar Ligi finali oynadılar! Keita hariç üçünü dünyanın 6 kıtasında sokaktaki adam tanıyor. Tebrikler Galatasaray’a.
En sürpriz katkı
Hacettepeliler
Pek konuşulmuyor belki ama Hacettepe’den 14 oyuncunun birden Gençlerbirliği’ne dönüşü, kırmızı-siyahlılara ciddi bir kadro genişliği sağladı. Patiyo, Orhan Şam, Murat Kalkan doğrudan ilk 11’de oynayabilecek adamlar. Tozo, Sandro, Ulaş kulübeyi zorlayacaklar. Doll’ün elinde çok seçenekli bir ekip olacak bu sene.
En “sonunda” transfer
Sivasspor
Omotoyossi ve Namouchi’nin geleceğine umut bağlayarak Tum, Sylla, Diallo ve Balili’yi gönderen Bülent Uygun, çok zor bir sezon açılışı yaptı. Ama lig başladıktan sonra yapılan iki transfer, Kadir Bekmezci ve İbrahim Şahin hiç fena değil. Kadir (sakat Sezer ve) Sylla’nın, İbrahim Şahin de Mehmet Yıldız’ın yerini doldurmaya daha yakın adaylar. Sivas’ta ani bir ilerleme olursa bu iki adamın katkısının olacağını düşünüyorum ben…
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS