• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 8 Ağustos 2022
    • beIN Manşet, 1 Ağustos 2022
    • beIN Manşet, 27 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 26 Mayıs 2022
    • beIN Manşet, 25 Mayıs 2022
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Al Jazeera

Son sekize neden kalamadık?

Son sekize neden kalamadık?
Uğur Meleke
21 Mart 2015

UEFA üyesi 53 ülkeden 45’i Nisan-Mayıs-Haziran aylarında televizyon başına oturacak ve Şampiyonlar Ligi’yle Avrupa Ligi’nin elit 16 takımını izleyecek. Kupalarda son 3 aya sadece 8 seçkin ülke girecek. İspanya, Almanya, İtalya, Fransa, Portekiz, Ukrayna ve Rusya’dan sonra sekizinci ülke biz olabilirdik. Belçika oldu maalesef… Peki kıtanın seçkin 8 ülkesi içine Türkiye yerine Belçika’nın, turnuvanın son 8’ine de Beşiktaş yerine Brugge’ün girmesinin nedenleri neydi? Neyi yanlış yaptı Türkler?

Belçika’nın projesi daha iyi
Belçika Ligi’nde Kasımpaşa’dan pahalı tek bir takım var: O da Brugge değil! Anderlecht…
Belki paraları az, ama bütçelerini Türkler’den daha iyi değerlendirdikleri kesin. Milli takımları şu anda FIFA sıralamasının dördüncüsü. Brezilya’nın ve İspanya’nın üstündeler. Evet, ulusal takımlarında genelde lejyoner oyuncuları forma giyiyor diyebilirsiniz ama ligleri de çıkışta. 2010’da 14’üncü oldukları UEFA ülkeler sıralamasında bugün 10’uncu basamağa tırmandılar. Hatta gelecek yıl da 9’unculuğa yükseliyorlar.

UEFA ülkeler sıralamasını belirleyen son 5 yıldaki Avrupa performansları 36,800 puan… Sadece 462 milyon euro ederinde bir ligle, 36,800 puan toplamaları demek; Avrupa’da her puana yaklaşık 12,500 euro harcamaları demek.

960 milyon euroluk Spor Toto Süper Lig’se Avrupa’da her puan için yaklaşık 30 bin euro harcıyor. Sanırım Beşiktaş-Brugge kıyasına girmeden önce, Belçika futbol operasyonunun verimliliğini bir kenara not etmek gerekiyordu.

****

UEFA, Brugge’ü tanımıyor ama Biliç çekiniyordu!
Ülke kıyasını cebe koyup, kulüp kıyası yapmak lazım sanırım artık…
Beşiktaş-Brugge eşleşmesinde her iki maçın başında ekrana yansıyan dizilişlere dikkat ettiniz mi bilmiyorum. Beşiktaş’ın dizilişleri her iki maçta da doğruydu. İsimler yerli yerindeydi. İstanbul’da 4-2-3-1’den 4-4-2’ye dönülmesine rağmen, UEFA doğru verdi Beşiktaş’ın saha dizilişlerini.

Brugge’ün ekran görüntüleriyse her iki maçta da yanlıştı. İlk maçta Refaelov-De Sutter çift santrfor gösterdiler oysa Refaelov sağ açık oynadı. De Sutter tek santrfordu.

Dünse daha da saçmaladılar! İlk maçla bire bir aynı dizilen, herkesin pozisyonunu koruduğu, sadece Mbombo/Izquierdo değişikliği yapan Brugge’ü kimse tanımıyordu sanırım doğru düzgün! UEFA, Brugge’ü ekrana 4-3-3 dizdi. Tek santrfor oynayan De Sutter’i sağa koymuştu. Ve santrforda yılların savunma oyuncusu De Fauw vardı! Orijini sağ bek olan, iki maçtır ön libero oynayan De Fauw! Yani Necip’i santrfora koymak gibi bir hata bu… Üstelik UEFA bu işlerde bayağı hassas ve bayağı da başarılı iken.

Ben Eurosport’a da baktım, orada da ilk dakikada Brugge’ün dizilişi farklıydı. Bunu söyleme nedenim şu: Brugge’ü sadece biz değil, Avrupa da çok yakın tanımıyor. Bu seviyeye neredeyse hiçbir elit takımla karşılaşmadan geldiler. Beşiktaş Tottenham ve Liverpool’u alt ederek Mart’ı görürken, onlar HJK Helsinki’yle Aalborg’la oynuyorlardı! Beşiktaş’ın onlardan çekinecek bir şeyi yoktu, esas Brugge çekiniyordu zaten.

Preud’homme iki maçta da riske girmedi. Bu sezon Avrupa’da-ligde defalarca üçlü savunma oynamasına rağmen Beşiktaş’a karşı dörtlüye hiç dokunmadı. Hatta önlerine bir de savunmacı, De Fauw’u ekledi. Birçok maçta çift santrfor oynamalarına rağmen Beşiktaş’a karşı iki müsabakaya da tek santrfor başladılar. Ama maalesef, Brugge Beşiktaş’tan bu kadar çekinirken; Biliç Brugge’den daha fazla çekiniyordu.

Belçika’da rakibi tanımıyordu, 2-1’lik şanssız bir yenilgi aldı diyelim… İstanbul’da bu ekibe karşı 1-0’ı değil, 3-0’ı-4-0’ı hedeflemeliydi Beşiktaş. Biliç, Brugge’a Liverpool muamelesi yaptı adeta. Beklemek, beklemek ve bir tane atıp tekrar beklemekti amaç. Oysa Brugge, Liverpool değildi kesinlikle.

****

Biliç’in Necip’i öpmesi yeterliydi!
Biliç’in çok gol hedeflemesi gereken bu maçta oyuncu tercihleri nasıldı peki?
Ben, Slaven Biliç’in Necip sevgisini anlıyor ve destekliyorum… Çok yetenekli olmayan, belki çok akıllı da olmayan bir oyuncu, ekstra gayret, ekstra eforla kapasitesinin yüzde 99’unu değil, yüzde 100’ünü koyuyor sahaya. Çok saygıdeğer, çok alışılmadık bir iş, Necip’in yaptığı.

Evet, anlıyorum, Necip’in bu saygıdeğer performansı öpücüğü hak etti kesinlikle. Ama her maç oynama zorunluluğu getirmiyor bu Necip’e. Birincisi, Brugge takımı uzun bir takım. Ersan’ın hava savaşına çok ihtiyaç vardı. İkincisi de, Ersan-Franco birbirlerini çok daha iyi tanıyan, tamamlayan bir ikili. Franco, Ersan’la oynadığında sağ stoperken; Necip’in yanında sola geçmek zorunda kalıyor. Ve saçmalıyorlar. Dün onların anlaşmazlıklarından bir gol, hatta iki gol geldi Olimpiyat’ta… Üstüne bir de maç eksiği olan Tolga’nın 35 günlük sakatlıktan çıkıp sezonun en kritik maçında 11’e konulmasını ekleyin. Bahsedilen ağrısı oynamasına engel bir ağrı değilse, istim üstündeki Cenk Gönen’le devam edilmesi daha doğru olurdu şüphesiz.

Bu arada Beşiktaş mağlup oldu evet ama Biliç’in çift santrfor başlama düşüncesi bence doğruydu. Sadece Pektemek bu kadar dağınıkken acaba Cenk daha erken tercih edilemez miydi diye düşünüyor insan…

****

Beşiktaş tribününe yakışmadı
Evet, Beşiktaş tribünü de Tolga’nın, Necip’in, Mustafa’nın performansından memnun olmayabilir ama henüz durum 1-1’ken, Beşiktaş tura ortak olmaya yalnızca 1 gol mesafedeyken protesto için biraz erken değil miydi?

Ben “tribünler kayıtsız şartsız desteklemeli, protesto etmemeli” fikrine hiçbir zaman sıcak bakmadım. Bir bireyin hislerine ipotek konulamayacağı gibi, kitlelerin hislerine de ipotek konulamaz. Alkışlamakta da ıslıklamakta da sınırsız özgürdür bence tribünler…

Yalnız…
Bir eleştiri değil, bir sitem olarak kabul ediniz bunu.
Şanslıyım, dünyanın dört bir yanında yüzlerce maç izleme fırsatım oldu… Hayatımda bir futbol maçında bir tribünün rakip takımı bizzat yendiğine yalnızca bir kez şahit oldum: Beşiktaş’ın 2007’de Liverpool’u Serdar ve Bobo’nun golleriyle 2-1 yendiği maçta…

Aynı tribünün, dün gece daha durum 1-1’ken rakip takıma yenilmesine sitemim de bu yüzden sanırım.

****

Hakem de berbattı
Mağlubiyete bahane olur ya da olamaz, bilmiyorum. Ama maçın Rus hakemi Karasev’in de çok başarısız bir müsabaka yönettiğini kaydetmek gerek.

Bu maçtan önce Roma’daki Roma-Fiorentina maçını izledim. Cüneyt Çakır ve ekibi gayet iyi bir performans gösterdiler İtalya’da. Fiorentina’nın ikinci golünde çizgi hakemi Halis Özkahya’nın tamamı dışarı çıkmamış topu yakalaması ve oynatması on numara bir karardı.

Sonra İstanbul’a döndük ve felaket bir yönetim izledik Rus hakemden… Daha altıncı dakikada son adam Mechele’in Demba Ba’yı düşürdüğü pozisyonda ne düşündü anlamak güç. Mechele’in topla teması yok. Demba Ba’nın düşmek için bir nedeni yok. Topu kontrol etmiş ve kaleciyle karşı karşıya kalacak. Mechele’in Demba Ba’nın üstüne düşme nedeni ne olabilir ki artık!

Karasev, Mechele’i 6’ncı dakikada atamadıktan sonra dağıldı zaten… 73’te Franco’nun ceza alanında kaptırdığı topta Gedoz’u düşürmesi de net penaltıydı. Ayrıca Olcay’ı da sarıyla/ihtarla yetinilmesi gereken bir anda direkt kırmızıdan atması da gösteri amaçlı gibi.

UEFA’nın bu turdan sonra Karasev’e görev verip vermeyeceğini çok merak ediyorum doğrusu.

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Al Jazeera
21 Mart 2015
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Al Jazeera İçerikleri

  • Devamı
    Derbiden taşan 6 ders

    Hakem penaltıyı verdi-vermedi, golde ofsayt vardı-yoktu tozu dumanı geçtikten sonra derbiden geriye ne kalıyor sahi? Pereira, Hamzaoğlu,...

    Uğur Meleke 28 Ekim 2015
  • Devamı
    10 numara, Oğuzhan mı Yunus mu olur?

    Beşiktaş kadrosunun bu yıla özgü önemli bir avantajı, çok sayıda oyuncusunun Euro 2016’nın kıyısında olması. Ersan, İsmail,...

    Uğur Meleke 21 Ekim 2015
  • Devamı
    Fransa 2016 için 7 umut

    Bundan tam 1 yıl önce, 13 Ekim 2014’te ilk 3 eleme maçından 1 puan çıkarabilmiş ve Fransa’2016’yı...

    Uğur Meleke 13 Ekim 2015
  • Devamı
    Golleri alanlar değil, adamlar atıyor

    Pereira’nın, Van Persie’yi Akhisar maçında kazanma şansı varken kazanmaması önemli bir kayıp. Maçların ardından yanlışlarını gayet güzel...

    Uğur Meleke 8 Ekim 2015
  • Devamı
    Bazen olmadığında olmuştur!

      Lucas Leiva, Beşiktaş’a gelseydi ilk 11’de oynabilir miydi? Burak Yılmaz, West Ham’a gitseydi Galatasaray önde sıkıntı...

    Uğur Meleke 1 Ekim 2015
  • Devamı
    Halefler:3 Selefler:1

    Türk futbolunda geride kalan haftaya halef-selef senaryoları damga vurdu: Maaşını G.Saray’ın ödediği Dzemaili Genoa’da ilk 11 oynarken,...

    Uğur Meleke 24 Eylül 2015
  • Devamı
    7 isimle hafta sonu

    Beşiktaş’ın Dzsudzsak yerine Quaresma tercihi, herhalde yıllarca tartışacağı bir detay olacak. Ama Güneş, Picassovari dokunuşlarıyla bu tercihi...

    Uğur Meleke 17 Eylül 2015
  • Devamı
    Terim çok başarılı, çok da şanslı

    Fatih Terim’in Türk futbolundaki müstesna yeri, büyük başarıları başlı başına koca bir kitap konusu. Ama o kitabın...

    Uğur Meleke 10 Eylül 2015

Copyright © 1999 Meleke.com

Beşiktaş, turu nasıl geçer?
1 puan Rusya demek