• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 19 Ocak 2021
    • beIN Manşet, 18 Ocak 2021
    • beIN Manşet, 14 Ocak 2021
    • beIN Manşet, 12 Ocak 2021
    • beIN Manşet, 11 Ocak 2021
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
    • Çift Santrfor, Nesine, 24 Temmuz 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Al Jazeera

FB ile GS, penaltılara kalır mı?

FB ile GS, penaltılara kalır mı?
Uğur Meleke
Uğur Meleke
10 Mart 2015

Fenerbahçe ile Galatasaray bu sezon ligde iki maçı tamamladı, toplamda 2-2 beraberliğe ulaştı. Yani ikili averajda birbirlerine üstünlük kuramadılar. Şu anda G.Saray 51, F.Bahçe 50 puanda. Attıkları-yedikleri goller arasında da olağanüstü bir fark yok. Sezon sonunda iki takımın puanları ve attıkları-yedikleri goller eşit olursa ne olacak sahi? Sıralamayı ne belirleyecek?

Her şey sezonun en büyük maçı için hazırlanmıştı adeta bu hafta. Cuma ve cumartesi akşamları büyük takımlar oynamadı, sporseverlerin futbol açlığı pazara yoğunlaştı. Pazar maçları da sakindi, 270 dakikada sadece tek bir gol çıktı, adeta şov akşama bırakıldı. Maça en iyi orta hakem, en iyi yardımcı hakemler, hatta en tecrübeli dördüncü hakem atanmıştı! Öyle ya, Özgüç Türkalp’i son yıllarda artık o değişiklik tabelasıyla özdeşleştirdi gözlerimiz!

Sonuçta düğümü Kuyt çözdü, kazanan Fenerbahçe oldu. Peki maçta Kuyt’ın golü öncesi ve sonrası neler yaşandı, tarih hangi notları aldı bu müsabakadan?

Kartal, Diego’yu farklı kullandı

Diego, Türkiye’ye geldiğinden beri oluşan bir büyük yanlış algı var: Bu adamın annesinin karnından on numara doğduğunu ve kariyeri boyunca böyle oynadığını zannediyoruz. Oysa tam aksine, Diego uzun zamandır on numara pozisyonunda oynamaya hasretti Türkiye’ye gelene kadar. 2013-2014’ün ilk yarısında Wolfsburg’da bulduğu kısıtlı şanslarda genelde sol açıktı. Geçen sezonun ikinci yarısında Atletico Madrid’de de oyuna genelde sol açık veya sağ açığın yerine dahil oluyordu. Brezilyalı uzun zamandır zaten ilk 11 başlamıyor, oyuna da genelde kenar hücumcularının yerine giriyordu.

Dün İsmail Kartal onu on numarada değil, orta üçlünün sağında kullandı: Yani Mehmet’in solunda Emre, sağında Diego oynadı. Tamam, belki atletik kapasitesi Raul Meireles düzeyinde değil, ama zekası ve çabasıyla fena bir maç çıkarmadı Diego…

****

Hamzaoğlu, kenardan hücumu değil savunmayı düşündü

Hamzaoğlu’nun sürprizi ise çizgilerdeydi. Son dönemde iki kenarda çoğunlukla Yasin ve Bruma’yı kullanan Hamzaoğlu, derbiye sol ve sağ açıkta Telles ve Umut’la çıktı. Bu tercihin nedeni açık: Fenerbahçe’nin bekleri Gökhan ve Caner’i savunma yönü ağır basan iki iyi profesyonelle durdurmak. Aslında kısmen durdurdu da. Ama maçta rüzgarın Fenerbahçe yönüne dönüşü 45’le 65 arasında sağ açığa geçen Emenike’nin Olcan’ı alt etmesi sayesinde oldu. Derbide önlem alan değil, önlem aldıran kazandı.

****

Tarihin baskısı hissedildi

Dakikalar 31’i gösteriyordu. Durum 0-0’dı. Ama Fenerbahçe 15’ten sonra sazı ciddi biçimde ele almıştı. Galatasaray bir aut atışı kullanıyordu ve Muslera enteresan bir şekilde daha ilk yarım saatin sonunda zaman geçiren jestler yaptı.

Uruguaylı kaleci sempatik bir adam ve onun böyle davranışlarına çok fazla şahit olmayız. Ama gerekçe açık: Galatasaraylılar, 15 yıllık galibiyetsiz serinin baskısını omuzlarında hissediyorlar. Uluslararası tecrübesi çok yüksek olan oyuncuları bile.

****

Altyapılarda Kuyt dersleri okutulmalı

Türkiye’de çok önemli yabancılar oynadı, çok büyük yıldızlar çok sayıda şampiyonluklar kazandılar. Bunların birçoğunu yeteneğiyle, attığı veya attırdığı gollerle hatırlayacağız; ama birini başka özellikleriyle: Bence Fenerbahçe’nin 35’lik delikanlısı Kuyt’ı bugünden itibaren 24 saat kamerayla kaydedip, altyapıda gençlere ders olarak okutmak lazım. Futbolda yeteneğin her şey olmadığının, olağanüstü becerili olmadan da muhteşem bir kariyer yapılabileceğinin ispatı gibi Kuyt…

Hatırlarsınız, dün 55’te Diego bir korner kullandı… Emenike’nin etkili kafa vuruşu direğin santimlerle yakınından auta giderken orada son bir ayak uzandı topa. O ayak, Kuyt’ındı. Ne zaman böyle bir kafa vuruşu o yakınlardan auta gitse, onun ayağı orda oluyordu çünkü. Yine oradaydı. Bu kez dürtemedi sadece içeri.

80’de attığı gol, jenerikleri süsleyecek güzellikte değildi. Ama maç kazandıracak sadelikteydi. Bu adamın işi bu: Evet, çok yetenekli değil. Evet, çok spektaküler işler yapmıyor. Ama sadeliği öyle göz alıcı bir formda beceriyor ki, öyle doğru anlarda öyle doğru yerde ki, maç kazandırıyor, şampiyonluk kazandırıyor, kupa kazandırıyor. Dün de öyle yaptı zaten.

****

İkili averaj eşitlendi, peki şimdi ne olacak?

Futbol garip bir oyun… Ligin ilk yarısındaki maçta Hasan Ali’nin net bir şekilde dışarıdan çevirdiği top asiste dönüşmüş, Fenerbahçe Türk Telekom Arena’da uzatmalarda farkı bire indirmişti.

Kadıköy’de de 63’te Olcan’ın son adam rolünde Emenike’yi düşürmesine rağmen kırmızı kart gelmedi ve bu kez de Galatasaray, bir hakem kararından avantaj sağlamış oldu. Sonuçta eğrisi doğrusuna denk düştü, iki maçın sonunda toplam skor eşitlendi: Birer galibiyet ve ikişer gol…

Galatasaray’la Fenerbahçe böylece ikili averajda eşitlenmiş oldu. Puanları ve gol averajları da birbirlerine çok yakın. Peki sezon sonunda bu iki takımın puanları, averajları ve attıkları gol sayıları eşit olursa kim üst sırada yer alacak? Belki şampiyonu, belki Şampiyonlar Ligi’ne veya Avrupa Ligi’ne gidecek takımı ne belirleyecek?

Futbol Müsabaka Talimatnamesi, Süper Lig’de bu yıl eşit puanlı takımların şu kriterlere göre sıralanacağını söylüyor:
Aynı puana sahip takım sayısı iki ise…
1)Önce bu iki takımın kendi aralarında oynadıkları müsabakalardaki puan üstünlüğüne bakılır.
2)Kendi aralarındaki müsabakalarda puan eşitliği varsa bu müsabakalardaki gol averajına bakılır. (Bu müsabakalarda atılan gollerde eşitlik varsa, deplasmanda fazla gol atan takım üstün sayılmaz)
3)Kendi aralarındaki müsabakalarda puan ve gol eşitliği devam ediyorsa, genel puantajdaki gol averajına bakılır.
4)Takımların gol averajları da eşit ise daha fazla gol atmış olan takım üstün sayılır.
5)Yukarıdaki bu şartlara rağmen eşitlik devam ediyorsa hükmen yenilgisi olmayan takım üstün sayılır. 6)Bütün bu şartlara rağmen eşitliğin devam etmesi halinde belirtilen esaslara göre ilgili takımlar arasında yapılacak tek maçlı eleme usulü uygulanacak bir müsabaka neticesinde kazanan takım üstün sayılarak nihai sonuç alınır.

Yani bu sezonu Fenerbahçe ile Galatasaray aynı puan, aynı averaj ve aynı gol sayısıyla bitirirlerse, Haziran ayında bu iki takım arasında tarafsız bir sahada bir play-off maçı oynanacak! Statüde belirtilmemiş ama sanırım bu maç da berabere biterse, neticeyi uzatmalar ve penaltı atışları belirleyecek…

****

Peki ya olur da BJK, FB ve GS sezonu aynı puanda bitirirlerse ne olacak?

Beşiktaş, ligin ilk yarısında Fenerbahçe ve Galatasaray’a 2-0 kaybetmişti. Olur ya, ikinci yarıda ezeli rakiplerini aynı sonuçla 2-0 mağlup ederse… Ve sezon sonunda üç büyük İstanbul takımı ligi aynı puanda bitirirlerse ne olacak?

İhtimali tabii ki çok çok düşük de olsa, eğer yukarıda bahsettiğim sonuçlar alınırsa, her üç takım ikili ve üçlü averajlarda dengeye geliyorlar; dolayısıyla sezon sonu olası bir puan eşitliğinde önce genel averaja, sonra atılan toplam gol sayısına bakılacak. Eğer tüm bu veriler eşitse, her üç takım, tarafsız bir sahada birbirleriyle toplam 3 maçlık bir play-off oynayacaklar, statüden anlayabildiğim kadarıyla…

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Al Jazeera
10 Mart 2015
Uğur Meleke
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Al Jazeera İçerikleri

  • Devamı
    Derbiden taşan 6 ders

    Hakem penaltıyı verdi-vermedi, golde ofsayt vardı-yoktu tozu dumanı geçtikten sonra derbiden geriye ne kalıyor sahi? Pereira, Hamzaoğlu,...

    Uğur Meleke 28 Ekim 2015
  • Devamı
    10 numara, Oğuzhan mı Yunus mu olur?

    Beşiktaş kadrosunun bu yıla özgü önemli bir avantajı, çok sayıda oyuncusunun Euro 2016’nın kıyısında olması. Ersan, İsmail,...

    Uğur Meleke 21 Ekim 2015
  • Devamı
    Fransa 2016 için 7 umut

    Bundan tam 1 yıl önce, 13 Ekim 2014’te ilk 3 eleme maçından 1 puan çıkarabilmiş ve Fransa’2016’yı...

    Uğur Meleke 13 Ekim 2015
  • Devamı
    Golleri alanlar değil, adamlar atıyor

    Pereira’nın, Van Persie’yi Akhisar maçında kazanma şansı varken kazanmaması önemli bir kayıp. Maçların ardından yanlışlarını gayet güzel...

    Uğur Meleke 8 Ekim 2015
  • Devamı
    Bazen olmadığında olmuştur!

      Lucas Leiva, Beşiktaş’a gelseydi ilk 11’de oynabilir miydi? Burak Yılmaz, West Ham’a gitseydi Galatasaray önde sıkıntı...

    Uğur Meleke 1 Ekim 2015
  • Devamı
    Halefler:3 Selefler:1

    Türk futbolunda geride kalan haftaya halef-selef senaryoları damga vurdu: Maaşını G.Saray’ın ödediği Dzemaili Genoa’da ilk 11 oynarken,...

    Uğur Meleke 24 Eylül 2015
  • Devamı
    7 isimle hafta sonu

    Beşiktaş’ın Dzsudzsak yerine Quaresma tercihi, herhalde yıllarca tartışacağı bir detay olacak. Ama Güneş, Picassovari dokunuşlarıyla bu tercihi...

    Uğur Meleke 17 Eylül 2015
  • Devamı
    Terim çok başarılı, çok da şanslı

    Fatih Terim’in Türk futbolundaki müstesna yeri, büyük başarıları başlı başına koca bir kitap konusu. Ama o kitabın...

    Uğur Meleke 10 Eylül 2015

Copyright © 1999 Meleke.com

Aziz Yıldırım’a 60 gün ceza doğru muydu?
Beşiktaş, turu nasıl geçer?