• ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
  • RADYO
  • VİDEO
Uğur Meleke resmi sayfası
  • ANA SAYFA
  • HÜRRİYET
  • PROGRAM
    • beIN Manşet, 25 Ocak 2023
    • beIN Manşet, 23 Ocak 2023
    • beIN Manşet, 17 Ocak 2023
    • beIN Manşet, 11 Ocak 2023
    • beIN Manşet, 9 Ocak 2023
  • RADYO
    • Radyospor, 22 Mayıs 2018
    • Radyospor, 16 Mayıs 2018
    • Radyospor, 15 Mayıs 2018
    • Radyospor, 14 Mayıs 2018
    • Radyospor, 9 Mayıs 2018
  • VİDEO
    • beIN Sports, 22 Ocak 2021
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 23 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 19 Ağustos 2020
    • Şampiyonlar Ligi Özel, Nesine, 12 Ağustos 2020
    • Avrupa Ligi Özel, Nesine, 10 Ağustos 2020
  • Facebook

  • Twitter

  • Pinterest

  • Instagram

  • YouTube

  • RSS

Al Jazeera

Fark yememiz belki de hayırlı oldu

Fark yememiz belki de hayırlı oldu
Uğur Meleke
10 Eylül 2014

Turnuva istikrarsızı olduğumuzu düşünmüyorum… Şimdiye kadar (yani 2016’da 24’lü formata geçilene kadar) Avrupa Şampiyonası’na gitmek için yarışılan 14-15 bilet vardı. Dünya Kupası’ndaki Avrupa kıtası kontenjanı da aşağı yukarı bu kadar. Zaten bu 14-15 biletin 7’sini 7 büyük futbol ülkesi (İng, İsp, Alm, İta, Fra, Hol, Por) düzenli olarak alıyorlar. Geriye kalan 7-8 bilet için de 15-16 ikinci halka ülke yarışıyor (Yun, Rus, Bos, Ukr, Hır, İsveç, Dan, İsviçre, Bel, Çek, İrl, Sır, Tür, Nor, Pol gibi)… Doğal olarak her turnuvaya hepsi gidemiyor, yeterince bilet yok. Bir turnuvaya biri gidiyor, bir turnuvaya diğeri… İyi bir nesil yakalayan birkaç turnuva üst üste görse de, İspanyollar gibi, Almanlar gibi, İtalyanlar gibi 10 turnuvaya üst üste katılma şansları yok.

Biz, 1996’da Avrupa futbol masasına katılmış bir ülkeyiz. Son 10 büyük turnuvadır bu yarışta varız, 4’üne katıldık. Fena bir performans değil. Ama esas sorun son 10 yılda: 2004’ten 2014’e tam 6 büyük turnuva geçti (3 Dünya Kupası, 3 Avrupa Şampiyonası)… Sadece birine (2008’e) gidebildik. Son 6 turnuvadan 3’ü-4’üne katılmış olsak iyi. Ama sadece birine gidebildiysek burda net bir başarısızlık var. O yüzden de kesin bir nesil değişikliği gerekli. Başarısız nesile, turnuvalara katılamayan ve bahane üretmeye alışan nesile neşter vurmak gerekli.

Terim, Amerika’daki hazırlık kampında bu değişimi yapacağına dair sinyaller vermişti; ama resmi müsabakalar gelince değişim konusunda tereddütlü olduğunu gösterdi. Evet bütün bir takımı çöpe atamazsınız ama yeni bir takım yaratmak için daha cesur hamleler gerek: Selçuk berbat. Olcan sahada yok. Emre kötü. Burak formsuz. Arda kesinlikle hazır değil. Ama sahada yine aynı adamlar var, formsuzlar var, kaybedenler var.

Belki de hayırlı oldu bu farklı mağlubiyet… Kıl payı alınmış bir yenilgi, sert bir darbe sayılmayacak; radikal değişiklik gerekliliği hissedilmeyecekti. Bu ağır darbe, belki de milli takımda birşeyler değişmesi gerektiğinin de açık sinyali sayılabilir. Ekim’deki Çek Cumhuriyeti ve Letonya maçlarına kadar çok şey değişebilir ulusal takımda… Değişmeli de.

*********

Onur, Volkan, Tolga meselesi…

Volkan, etik nedenlerle kadroda yok… Neyse ki Onur gibi uluslararası bir yıldız alternatifimiz var. Ama o da ne; Danimarka maçının 86’ncı dakikasında arka adalesini tutuyor genç adam… Sakatlığı ciddi değil biliyorum, ama eğer İzlanda maçının 5’inci dakikasında bu rahatsızlığı nüksetse ne olacaktı, düşünmeden edemiyorum… Üstelik İzlanda önünde yan toplardaki çekingenliğini görünce de yüzde yüz sağlıklı olduğuna inanamıyorum.

Ülkenin en iyi 3 kalecisinden bir diğeri Tolga da kadroda yok, onun da hafif sakatlığı olduğu söyleniyor. Ama benim anlamadığım şu: Eğer Tolga oynayamayacak kadar sakatsa, neden Mersin’de yedek kulübesindeydi? Eğer Mersin’de Cenk sakatlansa Tolga girip oynayabiliyorsa, pekala milli takımda da kadroda olamaz mıydı?

Acaba Tolga mı milli takıma gelmeyi tercih etmedi, yoksa Terim mi onu davet etmedi, çok merak ediyorum doğrusu…

***************

Bebek ve Maziç, Süper Lig’de olsa…

Aslında hikaye geçtiğimiz Çarşamba akşamı Kopenhag’da başladı. Danimarka-Türkiye hazırlık maçında skorbord 33’üncü dakikayı gösteriyordu, hücum yönümüze göre sol açıkta topla rakibi arasına giren Selçuk İnan, kalçasını hemen arkasındaki Ankersen’e dayayıp kendini yere bırakmıştı. Sırp hakem Maziç pozisyona şaşkınlıkla baktı, Selçuk’un düşmesine bir anlam veremedi ve oyunu doğal olarak devam ettirdi…

Benzer iki sahneyi Salı gecesi İzlanda’da da yaşadık… Daha üçüncü dakikada kendi ceza alanımız içinde Emre rakibinin sağından attı, solundan geçerken –herhalde rüzgarın etkisiyle olacak- o klasik dairesel düşüşünü yaptı. Hakeme baktı, Bebek oyunu devam ettirdi.

45’te Caner’in yaşadığı da benzerdi. O da kendi kanadından çıkarken rakibine bir bacak arası yapıp yere düştü ama herhangi bir temas olmadığı için Bebek yine oralı olmadı.

Altı günde yaşadığımız bu üç pozisyonun, Selçuk’un, Emre’nin ve Caner’in pozisyonlarının ortak özelliği şu: Pozisyonlarda oyuncularımız düştü. Ve pozisyonlarda faul yoktu. Lakin bu düşüşleri Türkiye’de her yaptıklarında faul düdüğü çalmasına öyle alışmışlardı ki, serbest vuruşu kazanamayınca şaşırdılar. Oysa FIFA kural kitabı rakibin rüzgarından kaynaklanan bu düşüşleri henüz kayıt altına almadı! Sırp Maziç ve Hırvat Bebek de doğal olarak çalmadılar bu faulleri…

Bu 3 pozisyonda çok büyük dersler vardı aslında. Dilerim oyuncularımız da, hakemlerimiz de alabilmişlerdir bu dersleri…

Related Items
Yorum Yaz

Bir Cevap Yazın Cevabı iptal et

Al Jazeera
10 Eylül 2014
Uğur Meleke

Related Items

Diğer Al Jazeera İçerikleri

  • Devamı
    Derbiden taşan 6 ders

    Hakem penaltıyı verdi-vermedi, golde ofsayt vardı-yoktu tozu dumanı geçtikten sonra derbiden geriye ne kalıyor sahi? Pereira, Hamzaoğlu,...

    Uğur Meleke 28 Ekim 2015
  • Devamı
    10 numara, Oğuzhan mı Yunus mu olur?

    Beşiktaş kadrosunun bu yıla özgü önemli bir avantajı, çok sayıda oyuncusunun Euro 2016’nın kıyısında olması. Ersan, İsmail,...

    Uğur Meleke 21 Ekim 2015
  • Devamı
    Fransa 2016 için 7 umut

    Bundan tam 1 yıl önce, 13 Ekim 2014’te ilk 3 eleme maçından 1 puan çıkarabilmiş ve Fransa’2016’yı...

    Uğur Meleke 13 Ekim 2015
  • Devamı
    Golleri alanlar değil, adamlar atıyor

    Pereira’nın, Van Persie’yi Akhisar maçında kazanma şansı varken kazanmaması önemli bir kayıp. Maçların ardından yanlışlarını gayet güzel...

    Uğur Meleke 8 Ekim 2015
  • Devamı
    Bazen olmadığında olmuştur!

      Lucas Leiva, Beşiktaş’a gelseydi ilk 11’de oynabilir miydi? Burak Yılmaz, West Ham’a gitseydi Galatasaray önde sıkıntı...

    Uğur Meleke 1 Ekim 2015
  • Devamı
    Halefler:3 Selefler:1

    Türk futbolunda geride kalan haftaya halef-selef senaryoları damga vurdu: Maaşını G.Saray’ın ödediği Dzemaili Genoa’da ilk 11 oynarken,...

    Uğur Meleke 24 Eylül 2015
  • Devamı
    7 isimle hafta sonu

    Beşiktaş’ın Dzsudzsak yerine Quaresma tercihi, herhalde yıllarca tartışacağı bir detay olacak. Ama Güneş, Picassovari dokunuşlarıyla bu tercihi...

    Uğur Meleke 17 Eylül 2015
  • Devamı
    Terim çok başarılı, çok da şanslı

    Fatih Terim’in Türk futbolundaki müstesna yeri, büyük başarıları başlı başına koca bir kitap konusu. Ama o kitabın...

    Uğur Meleke 10 Eylül 2015

Copyright © 1999 Meleke.com

Emirates'te Özyakup
Milli felakete götüren 7 adım