Transferde her zaman size sezonda 40 maç faydalı olacak oyuncu mu kadroya katılır? Mesela, Beşiktaş’ın elinde şu anda Sinan Kaloğlu olsa, sezonda beş maç 11’de başlasa, Biliç’e uymaz mıydı? Erkan Zengin’de siz de bir Maradonalaşma hali sezdiniz mi? Peki Sergen Yalçın’ı kahraman ilan etmeden önce, bir de başlangıç çizgisinde görmek gerekmez mi?
Haftanın startını Kayseri’de Erciyesspor’la Konyaspor yaptı ama bir oyuncu, maçın önüne çıktı: Daha 1’inci dakikaydı. Sağdan gelen bir ortayı dirseğiyle çelen Selim Ay, birinci penaltıya sebebiyet verdi. Yetmedi, 34’te Serdar Gürler’i indirip ikinci penaltıyı da yaptı. Maça Ömer Ali-Selim Ay-Kokalovic-Vukovic savunma dörtlüsüyle başlayan Aykut Kocaman, ikinci yarının başında Selim Ay’ı çıkarıp sıfırdan bir defans dörtlüsü yaptı: Fuchs-Vukovic-Kokalovic- M.Uslu… Başka gol yemediler ama artık iş işten geçmişti.
Haftanın bir başka deneysel defans çalışması da Eskişehir’deydi! Michael Skibbe’nin çok şanslı bir fikstürü olduğundan daha önce bahsetmiştik: İlk yarıda Ertuğrul Sağlam’la 4 büyüklerin hepsine deplasmana gitmişlerdi. İkinci yarıda zor maçlarının hepsini içeride oynuyorlar. Skibbe’nin hesabı belli ki bu maçlardan birer puan çıkarmaktı: Beşiktaş önüne 5’li savunma ile çıktılar. Ama önüne bir tane de 4’lü savunma dizmişlerdi! Beşiktaş ilk yarıda %67 ile topla oynadı, maçın genelinde de oyunu kontrol eden taraftı ama Skibbe’nin defansif düğümünü çözemediler.
Maçı kaybetmesine rağmen Biliç’e bir konuda kredi vermek gerek: Skoru bulamayacağını anlayınca 55’te enteresan bir risk aldı: İki bekini çıkardı, Atiba’yı sağ, Kerim’i sol beke yerleştirdi. Daha önce bu tarz durumlarda hep aynı değişiklikleri yapan, sahada Olcay’la Oğuzhan varsa hep onları değiştiren Slaven Biliç’in bu kez başka bir şey denemesi takdire değer. Sonuç alamaması üstüne ise biraz daha kafa yormak lazım…
Beşiktaş’ta sezon başı santrfor rotasyonunda 3 oyuncu yeterli görüldü: Demba Ba, çok iyi futbolcu, ama size sezonda 50 maç oynayamayacağı zaten belliydi. Üstelik Demba Ba’nın maç öncesi ısınırken sakatlanmasına da gerek olmamalıydı… Senegalli’yi iki Liverpool maçının ortasında Eskişehir’de de 11’de oynatmak zorunda kalıyorsanız zaten planlamanızda bir sıkıntı var demektir.
Diğer santrforlarınızdan Cenk’in geçmişinde bir uzun sakatlık var… Mustafa Pektemek iyi niyetli bir santrfor, ama onun da tarihçesinde iki uzun sakatlık var. Kadro mühendisliğinizi yaparken bu detayları görmezden gelemezsiniz. Mustafa, dün de 1’inci dakikada kafasına darbeyi aldıktan sonra bir daha tam anlamıyla sahada olamadı. Bu da çok doğal. Bu kadar sakatlık yaşamış bir oyuncunun kafası 1’inci dakikada yarıldıktan sonra harika hissetmesini bekleyemezsiniz. O zaman kadronuzu yaparken bu detayları dikkate almanız gerek. Belki de kadronuza 30’u geçmiş, kulübede oturmakta sıkıntı çıkarmayacak ama sezonda 5 maç gereğini yapacak 1-2 oyuncu almalıydınız. Manchester City, Lampard’dan nasıl faydalanıyorsa, siz de ondan öyle faydalanmalıydınız. Mesela, Sinan Kaloğlu, bugün Beşiktaş kulübesinde olsa, Eskişehir’de 11’de başlasa, ya da 60’ta oyuna girse fena mı olurdu?
***
Erkan’da Maradonalaşma belirtileri
Transfer şampiyonu Trabzon’sa Kasımpaşa deplasmanındaydı… Altını çizmek lazım, sadece yaz değil kış transfer şampiyonu da oldular, İstanbul büyüklerinin bir tanesini almakta zorlandığı 3 Anadolulu yıldızı Trabzon’a getirdiler: Uğur Demirok, Erkan Zengin ve Aytaç Kara, Ocak’ta 3 İstanbul büyüğünün de almak isteyeceği türden oyunculardı.
Yalnız Trabzonspor’un transferde yürüttüğü bu cömert tavır, belli ki gelen oyuncuları da etkilemiş. Kasımpaşa’daki oyuna bakıyorum, mücadelesi kesinlikle eksik. Kaliteli bir oyuncu grubu var ama takım görüntüsünden uzak. Birbiri için oynama duygusu hiç gelişmemiş.
Özellikle Erkan Zengin’in transfer biçimi, bana geçmişten bir hikayeyi anımsattı: Türkiye’de bir ara transfer edilen her yabancıyı havaalanında karşılama rutini söz konusu idi. Son derece sıradan bir Arjantinli forvet olan Federico Higuain de havaalanında kendisine gösterilen aşırı ilgiyi görünce aklını kaybetmiş ve mikrofonlara ilk sözü şu olmuştu: “Türkiye’nin Maradonası olacağım!”
Erkan’ın Trabzon’a geliş hikayesi ortada: Oyuncu açıkça Fenerbahçe’yi istediğini beyan ettiği halde başkan ve hoca, İsveç’e gidip Erkan’ı alıp geldiler. Erkan da hâlâ her şeyi ayağına bekler bir duyguda: Top sadece ayağına gelirse oynuyor, yoksa kayboluyor. Oysa Eskişehir’de oyunun her anında aktif olan bir oyuncuydu Erkan. Topu isteyen bir oyuncuydu. Bu haliyle, Eskişehir’deki görüntüsünden çok uzak doğrusu.
***
Sergen’i bir de startta görmek gerek
Hamza Hamzaoğlu, rüya gibi bir başlangıç yaptı: Tribünde olduğu Antep maçını da sayarsak 11 maç, 29 puan ve namağlup rekor bir seri. Sivas’ta ona galibiyeti getiren unsursa istim üstündeki Yasin Öztekin’den doğru zamanda faydalanması idi. Teknik direktörlük de böyle bir şey galiba: Emre Çolak formdayken ondan iyi verim aldı. Umut formdayken, iki maçı oradan hanesine yazdı. Şimdi de Yasin’in en formda günlerinden faydalanıyor.
Tabii Sivas’ta Galatasaray’ın kazanmasında Hamzaoğlu’nun katkısı kadar olmasa da Sergen Yalçın’ın da payı var: Maça garip bir şekilde Mehdi orta ikilide, Aatif solda, Kadir on numara pozisyonunda başladı. Kadir’in o pozisyonu oynayamayacağı belliydi, golü yedikten sonra onu çıkardı zaten Sergen Hoca. Aatif’ın esas verimli olduğu yeri on numara iken solda başlaması manasızdı, onu da ikinci devrede göbeğe kaydırıp Utaka’yı sola çekerek düzeltti. Ama Sivas düzenini oturtana kadar Burak Yılmaz maçı bitirmişti bile…
Tabii ki Sergen Yalçın da yakaladığı iyi seri ile muazzam bir krediyi hak ediyor ama şunu da not etmek gerek: Bu gözler, bu ve benzeri çıkışları çok gördü. Sezon ortası devraldıkları takımlarla kahramanlaşan nice hoca, sezon başı görev aldıklarında çuvalladılar. Televizyonda “bize iyi takım vermiyorlar” diye şikayetlenenler, oralarda görev alınca sudan çıkmış balığa döndüler.
O yüzden sanırım Sergen Hoca’yı efsaneleştirip, lüzumundan çok önce Beşiktaş’a göndermek yerine, tecrübe kazanmasına fırsat tanımak lazım. Bir de bir takımla sezona sıfırdan başlamasını ve tamamlamasını görmek gerek.
Facebook
Twitter
Pinterest
Instagram
YouTube
RSS